Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar



Ne kadar bilim, ne kadar kurgu?

Andy Weir aslında bir programcı - birçok şirkette yazılım mühendisi olarak çalışıyor. Hayat hikayesinin bizi ilgilendiren kısmı ise, çocukluğundan beri bilimkurgu edebiyatına tutkun olması. Yazıp çizmeye de genç yaşta başlıyor... Tamamladığı ilk roman taslağı birçok yayınevinden ret cevabı alınca; bu kitabı bölümler halinde kendi sitesinde yayımlıyor.



Bilgi depolamanın en eski yolu: Kitap rafları

Bookshelf (Kitap Rafı) adlı blogundan ilhamla aynı adlı bir kitap çıkaran yazar Alex Johnson, bu seneki Pulitzer Ödülü'nü kazanan Huffington Post gazetesi okurları için, değişen ve elbette gelişen bilgiyi depolama yöntemlerinden en eskisi olan kitap raflarının en güzellerini seçti.

 



Bjørnson'un Nobel konuşması: "Yazar, tarafsız olamaz"

İsveçli kimyacı Alfred Nobel anısına 10 Aralık 1901'den beri ödül dağıtan İsveç Akademisi, Leo Tolstoy, James Joyce, Virginia Woolf, Mark Twain, Joseph Conrad, Anton Chekhov, Marcel Proust, Henry James, Henrik Ibsen, Emile Zola, Robert Frost, W.H. Auden, F. Scott Fitzgerald, Jorge Luis Borges ve Vladimir Nabokov'u atladığı için eleştirildi.



Niçin Okumalıyız? // Federico García Lorca

Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. Öyleyse soruyoruz:  Siz Federico García Lorca'yı niçin okuyorsunuz?

 

 



Editörden: Fani sorulara ebedi yanıtlar

Her gün yatağımızdan kalkalım, bize sunulan her ne tür bir hayat ise onu paşa paşa yaşayalım. Akşamları da, ertesi sabah tekrar kalkıp birebir aynı şeyleri yaşamak üzere aynı yatağa girelim. Bunun ne gibi bir sakıncası var?

 

 



Ağzında bir güneş

Edebiyat ve müzik arasında ilişkinin en güçlü olduğu ve iç içe geçtiği coğrafyalar, hikaye anlatma geleneğinin, bir başka deyişle sözlü geleneğin yaygın olduğu yerler hiç kuşkusuz. İzlanda da böyle bir coğrafya. Uzun kış geceleri, pagan mitoloji, buzullar ve hayatta kalma mücadelesinin üstünde yükselen bir kültür.



Nutku tutulana

İki yıl önce eski bir gazete patronu bir röportajda hiç kitap okumadığını, okuduğu tek kitabın Tayyip Erdoğan'dan imzalı (!) Kuran-ı Kerim olduğunu söylemişti. Gerçekten çok şaşırmıştım ve buna benzer bir şaşkınlığı geçen ay yine yaşadım.

 



Llosa'nın Nobel konuşması: "Hayat, edebiyata benzedi"

İsveçli kimyacı Alfred Nobel anısına 10 Aralık 1901'den beri ödül dağıtan İsveç Akademisi, Leo Tolstoy, James Joyce, Virginia Woolf, Mark Twain, Joseph Conrad, Anton Chekhov, Marcel Proust, Henry James, Henrik Ibsen, Emile Zola, Robert Frost, W.H. Auden, F. Scott Fitzgerald, Jorge Luis Borges ve Vladimir Nabokov'u atladığı için eleştirildi.



Yazarın kabusu: Son teslim tarihi

Son teslim tarihinin ya da İngilizce adıyla “deadline”ın yaklaşması nasıl bir gerginlik yaratır bilirsiniz. Bu bir ödevin son teslim tarihi de olabilir, işyerinde üstlendiğiniz dev projenin de... Öyle ya da böyle hepimizin hayatında böyle günler vardır, boğuşup durduğumuz. Bu yazarlar için de farklı değil elbette.



Televizyon // Kitap rafta duruyor işte!

James M. Cain’e, 1969’da New York Times Review of Books’a verdiği bir röportaj sırasında, Postacı Kapıyı İki Kere Çalar, Çifte Tazminat ve Mildred Pierce gibi kitaplarından yapılan sinema uyarlamalarını niçin sinemada izlemediği sorulur.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.