Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar



Dublinliler’in 100. yılında Joyce dünyasına yolculuk

Yazma tutkusu, deha, bohem bir karakter ve edebiyat birleşince 20'nci yüzyılın en önemli zirvelerinden biri, James Joyce nam buzdağı ortaya çıkıyor. Yüzyıl önce, 1915’te, bu buzdağının su yüzüne çıkmaya başlaması, gündelik hayatla ilgili birtakım öykülerin derlendiği Dublinliler kitabıyla gerçekleşti; önceden dergilerde kopmuş birtakım buz parçalarını saymazsak.



Kelebek Etkisi // Merhaba hüzün

Sonbahara “hazan mevsimi” adını takanlar, ne doğru söylemişler. Hüzün, neredeyse üstümüze giydiğimiz ikinci bir ceket gibi alışkanlıkla sarıveriyor bugünlerde bizi. Kelebek, bütün gün hülyalı hülyalı Françoise Sagan’ın, Merhaba Hüzün adlı novellasının giriş pasajını tekrarlayıp duruyor; “İçimde garip bir hüzün var.



Bir anneler günü denemesi

Anne olmadan önce kadındılar, kadın olmadan önce çocuk. Kimisi kendi ailesinden başka bir aileye gitmişti, kimisiyse ne kendi ailesinden ne de bir başkasının ailesinden kabul görmüştü. Bazen aşk, bazen pazarlık, bazense düpedüz şiddet sonucunda bir erkeği kabul etmişler, sonunda da çocuklarını doğurup anneliği yaşamışlar.



Keşfet: Mezbaha No.5

Keşfet'in bu ayki konuğu Cem Dinlenmiş.

 

Sizlere keşfetmeniz için Kurt Vonnegut'un Mezbaha No.5 isimli kitabını öneriyor, hem de kendi el yazısıyla!

 

Bu kitaptan altını çizdiği cümle ise şöyle: “Hadi geçmiş olsun.”

 

 



Taviz vermeyen bir hafiye

Bir hanımefendinin her zamankinden biraz daha büyük bir çanta kullanması, hava soğuk olduğu halde pencerenin açık bırakılması ya da minicik bir kan lekesi... Hafiyeler için böylesi detaylar ipucudur; aynı zamanda, meşhur hafiye karakterleri yaratanlar da yine bu detaylardır.



Sayfalardan beyazperdeye

Sinema ve edebiyatın yakın ilişkisi tartışılmaz. 1800’lerin sonlarında Lumiere Kardeşler’in treni gara girip de insanlar korkuyla kaçıştığından beri, başka bir deyişle sinema hayatımıza girdiğinden beri sinemanın edebiyatla flörtü devam ediyor.



Niçin Okumalıyız? // Geoff Dyer

Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. İlk soruyu da o yazar üzerine çalışmalar yapmış bir isme yönelttik. Öyleyse soruyoruz: Siz Geoff Dyer'ı niçin okuyorsunuz?

 



Seyahat ettiğiniz ülkeyi tanımak için bu kitapları mutlaka okuyun!

Yurtdışına seyahat etmek bazen fazlasıyla talepkar bir iş haline gelebiliyor. Yola çıkmadan önce dikkat etmeniz, araştırmanız gereken pek çok şey var. Yemeği nerede yesek? Nerede kalsak? Ne kadar bahşiş versek? Asıl zor olansa, tüm bu pratik sorunlardan öte, gittiğiniz ülkenin kültürel atmosferini sezebilmekte yatıyor.



Mo Yan'ın Nobel konuşması: "Edebiyat yokken hayat kabadır"

İsveçli kimyacı Alfred Nobel anısına 10 Aralık 1901'den beri ödül dağıtan İsveç Akademisi, Leo Tolstoy, James Joyce, Virginia Woolf, Mark Twain, Joseph Conrad, Anton Çehov, Marcel Proust, Henry James, Henrik Ibsen, Emile Zola, Robert Frost, W.H. Auden, F. Scott Fitzgerald, Jorge Luis Borges ve Vladimir Nabokov'u atladığı için eleştirildi.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.