Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Oyunlar filmlere, filmler dizilere, klasikler yenilere, yabancılar yerliye, romanlar dizilere, hikayeler, çizgiler, şarkılar, gazete haberleri vb her şey başka bir şeye uyarlanıyor. Birçoğu çöp olarak, hafızamıza uğramadan silinip yok oluyor, bir kısmı ise uyarlandığı eserin hakkını veriyor; kimi zaman aslını da aşıyor.

//php print_r ($fields); ?>
“Kadın önce bacağını yüzen bir tahta parçasına ya da kayaya çarptığını sandı. Hiç acı duymamıştı. Yalnızca sağ bacağı kuvvetle çekilmiş gibiydi. Ayağına dokunmak için elini uzattı. Sol bacağını oynatarak başını suyun üzerinde tutmaya çalışıyordu. Ayağını bulamadı. Elini daha yukarılara getirdi.

//php print_r ($fields); ?>
Her gün karşılaştığımız, yolda yan yana geldiğimiz, dersimize giren, aynı binada oturduğumuz, belki de yakından akraba olduğumuz birisinin, ahlaki olarak netameli bir durumdan suçlandığını ve hatta hüküm giydiğini duyduğumuzda, ne hissederiz acaba? Sosyal medyada bol keseden harcadığımız “ahlaki yargılarımız” ne kadar yerindedir?

//php print_r ($fields); ?>
20. yüzyılla birlikte, insanlığın da en gösterişli yüzyılı başlamış oldu. Ülkelerin, ideolojilerin, insanların, nesnelerin, doğanın vd her şeyin dönüştüğü, çarpıştığı, dağıldığı, yayıldığı, çoğaldığı bir yüzyıldan geçtikten sonra, bugün 21. yüzyılda hala geçtiğimiz yüzyılın getirip götürdükleri üzerinden ömrümüzü sürdürüyoruz. Edebiyat alanında 20.

//php print_r ($fields); ?>
1. Bir robot, bir insana zarar veremez ya da eylemsizlik yoluyla ona zarar gelmesine göz yumamaz.
2. Bir robot, Birinci Yasa ile çakışmadığı sürece insanlar tarafından verilen emirlere itaat etmek zorundadır.

//php print_r ($fields); ?>
Metis Yayınları tarafından Türkçeye kazandırılan Nuri Bilge Ceylan Sineması: Türkiyeli Bir Sinemacının Küresel Hayal Gücü adlı kitabın edebiyat ile sinema arasında mekik dokuyanlara hatırlattığı bir şey var.

//php print_r ($fields); ?>
1902 yılında George Melies'in bir Jules Verne uyarlamasıyla başlıyor sinema-edebiyat ilişkisi ve sinema ya da edebiyat ölene kadar devam edeceğe benziyor. Yani öyle sanıyoruz ki, dünyanın sonuna kadar! Edebiyat sinemanın kuşkusuz temel beslenme kaynaklarından biri. Öyle ki, bir liste yapmaya çalışsak, altından kalkmamız mümkün değil.

//php print_r ($fields); ?>
Bu sayfalarda daha önce Türkiye sinemasıyla ilgili resmi olarak kabul edilen bazı bilgiler ve rakamlar yer aldı. Tarihteki birçok “gerçek” gibi doğruluğu tartışmalı olan bu bilgilerin başını “Türk sinemasının 100. Yılı” mevzuu ve tabii ki Türk sinemasının ilk filmi kabul edilen Ayastefanos’taki Rus Abidesinin Yıkılışı çekmekte.

//php print_r ($fields); ?>
İsveçli kimyacı Alfred Nobel anısına 10 Aralık 1901'den beri ödül dağıtan İsveç Akademisi, Leo Tolstoy, James Joyce, Virginia Woolf, Mark Twain, Joseph Conrad, Anton Chekhov, Marcel Proust, Henry James, Henrik Ibsen, Emile Zola, Robert Frost, W.H. Auden, F. Scott Fitzgerald, Jorge Luis Borges ve Vladimir Nabokov'u atladığı için eleştirildi.

//php print_r ($fields); ?>
Metropolün endüstri taşrası olarak yeniden tanımladığı bir kentte doğdum, her fırsatta geldiğim metropolün ötesine üniversiteyi kazanınca geçtim ve trenle ya da otobüsle her ders günü endüstri taşrasındaki aile apartmanından çıkıp metropolün doğu yakasındaki kampüse gelip gittim. Sonra metropol yaşantısı...
















