Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Kurt Vonnegut’tan söz etmeden 20. yüzyıl Amerikan edebiyatından söz edemezsiniz. 21. yüzyıl yazarlarına gelince, onlar arasında Vonnegut’tan etkilenen öylesine çok yazar var ki, 21. Yüzyıl edebiyatında da onu es geçemezsiniz!

//php print_r ($fields); ?>
Şimdiye dek hep kitaplardan ilham alan filmlerden bahsettik. Halbuki bazen de bunun tam tersi oluyor ve bir edebiyatçının sinemaya el attığını görüyoruz.
İşte, sinemaya da katkıda bulunan yazarlar:
William Faulkner:

//php print_r ($fields); ?>
Katı olan her şeyin buharlaştığı dünyamızda Hayalet Kitap...

//php print_r ($fields); ?>
Barış Bıçakçı’nın yeni kitabı Seyrek Yağmur’u çözümlemek için okurların elinde şu deliller vardır: Kitap kapağı ve kitap arkası yazısı birer adet, yazarın doğduğu yer ve yıldan başka pek bir şey içermeyen özgeçmiş, Google görsel aratma algoritmaları yüzünden ebediyen yüzüne giydiği Seyfi Teoman fotoğrafı, bugüne kadar yazdığı romanlarla kurduğu edebiyat evreni, yarattığı kahramanlara k

//php print_r ($fields); ?>
İnternet çağıyla serpilen neslin, entelektüel hiyerarşi hususunda nasıl bir etki yaratacağı bugünün en lezzetli tartışma konularından. Kimileri daha çok bilgiye erişim sağlamanın okur-yazar, düşünür-takipçi ilişkisindeki dikey yapılanmanın kökünü kazıyacağını söylüyor, bir kısım ise internetin gereksiz bir bolluk sunarak kirliliğe ve kafa karışıklığına yol açıp açmadığını tartışıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Instagram denen sanal sergi salonunda herkes kendisini sanatçı olarak tanımlaya ve başparmak takipçilerince sanatçı zannediledursun, sanat, her zaman olduğu gibi ne zamanın içinde ne de büsbütün dışında yaşar. İstanbul Modern’deki Sanatçı ve Zamanı sergisi de Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, “Ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında,” sözünü mihenk taşı bellemiş.

//php print_r ($fields); ?>
Havaların ısınmaya başladığı şu günlerde, masa başında kapalı yerlerde zaman geçirmek giderek güçleşiyor. Dolayısıyla kısa bir süreliğine de olsa İstanbul’dan kalkıp Bodrum’a gitmek konusunda çok kolay karar verdik ama masa başından vazgeçmedik yine de. Üstelik Mine Söğüt’ten sonbaharda, yani havaların yavaşça soğumaya başlayacağı dönemde çıkacak yeni bir roman müjdesi de aldık!

//php print_r ($fields); ?>
"Niye beni görmeyi istedin? Ah, beni görmek isteyen akılsız Christine! Öz babam bile asla görmemişken ve beni görmemek için annem bana ilk maskemi armağan etmişken!" Maskesini zorla indirdiğinde, Christine'ye böyle yakarıyor operadaki hayalet. Şüphesiz bu maske bir metafor değil. Beyaz maskenin hayaletin yüzünden zorla çekildiğini hepimiz görüyoruz çünkü.

















