Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde daha adil, daha eşitlikçi, daha yaşanası bir dünya hayalini paylaşıyoruz. Fakat bu dünyanın kendi kendini var etmeyeceği de aşikar. Peki biz neler yapabiliriz? Dünyayı tek bir hamlede değiştiremiyorsak bile onu değiştirmeye bir yerlerden başlayabilir miyiz? Dahası, başka bir dünyayı gerçekten de mümkün kılabilir miyiz?

//php print_r ($fields); ?>
Yayın ve televizyon piyasası gün geçtikçe daha koordineli çalışır hale geliyor. Yaratıcıların ve yapım kuruluşlarının bağlantılarını kuran aracılar çoğaldıkça ve işbirlikleri taraflara tatmin edici sonuçlar sağladıkça; kitabevi rafından elimize aldığımız bir yapıtın, belki önce belki sonra, elimizin altındaki herhangi bir cihazın ekranına yansıma ihtimali artıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Hangi kitapların "klasik" unvanını hak ettiği hep tartışmalı bir konu olmuştur. Bir kitap neden klasiktir? Edebiyat tarihçilerinin onayını aldığı için mi? Çıktığı dönem edebiyatta bir kırılma yarattığı için mi? Bir şekilde insanlığa dair benzersiz bir noktayı kavrattığı için mi? Kuşaktan kuşağa aktarılırken tesirinden bir şey kaybetmediği için mi?

//php print_r ($fields); ?>
Ayrıntı Yayınları, otuzuncu yılını kutluyor. Kutlama etkinlikleri kapsamında bu ay başına kadar (8 Mart) ziyaret edilebilen “Kitabın Yazgısı (fata libelli)” başlıklı bir serginin yanı sıra bir dizi atölye ve seminer de gerçekleştirildi.

//php print_r ($fields); ?>
Yaklaşık iki yıllık bir süre içinde yenilenerek birkaç ay önce tekrar hizmete giren Yapı Kredi Kültür Sanat binası, kültür sanat takipçilerini bir hayli heyecanlandırdı. Hatta belki de bir süredir İstiklal Caddesi'ne uğramayanlar, yollarını bir kez daha o tarafa düşürdüler.

//php print_r ($fields); ?>
Patricia Highsmith’in yarattığı, edebiyat tarihinin unutulmaz antikahramanı Ripley, biri Türkçeye ilk kez çevrilen beş kitabıyla birlikte Can Yayınları’nda… Patricia Highsmith’in bütün dünyada tanınan ve beğenilen ünlü “Ripley” dizisi, Ripley ve Peşindeki Çocuk’un da çevrilmesiyle ilk defa bir bütün olarak Türkçede yayımlanmış oldu.

//php print_r ($fields); ?>
Uzaydan gelen "davetsiz misafirlerle" iletişim kurma çabası üzerinden şekillenen hikayesiyle Arrival bu sinema sezonunun en dikkat çekici filmlerinden biriydi. Uzaylılarla fiziksel bir mücadeleden ziyade, iki farklı tür arasındaki barışçıl iletişim çabasını anlatmasıyla sıyrılıyordu Arrival benzer uzaylı istilası temalı filmlerin arasından.

//php print_r ($fields); ?>
Eğer o “kötü” dediğimiz insanın şartlarına doğsaydık, onun kötülüklerinin hiçbirini mi yapmayacaktık yani? Nedenler ve sonuçlar arasında bir araç olan “insan”a niçin böyle öfkeliyiz? Eğri tarafını düzeltmek için “kötülük” yapıyorsa birisi (yani ona “napıyorsun” dersen cevabı “düzeltiyorum” olacaksa eğer) kötü ile iyinin arasındaki mesafe gerçekten nedir? Mutlak iyi veya kötü, var mı?

//php print_r ($fields); ?>
Burun deliklerimizden düzenli olarak havanın girmesi ve çıkması, takdir edilmek için yeterli bir emek ve beceri. Hem de, bu esnada bir yandan saçlarınız ve tırnaklarınız uzayacak, teniniz yağlanacak, kaslarınız kurşun askerler gibi her türlü emre hazır duracak ve bazı doğal dürtülerinizin peşine düşeceksiniz. Size ait olan her bir parça sürekli çalışacak.

//php print_r ($fields); ?>
Her sıradan okur gibi, kitabevinin raflarından bir kitap seçip kasada parasını ödedikten sonra, o kitabı önce okuyor ardından kendi kitaplığıma koyuyorum. Bu esnada bin yıllar boyunca güçlükle tamamlanmış bir döngüyü, basitçe yerine getirmiş oluyorum. Barış koşullarında yaşamanın ve kültür endüstrisinin mümkün kıldığı bu basit eylem, bir zamanlar silah tehdidi altında, gizli gizli yapılıyordu.
