Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Bir gün bir roman yazarsınız ve hayatınız değişir: Romanınız edebiyattan anlamayan insanlar tarafından okunur, siyasi ve dini liderler tarafından şeytanlaştırılırsınız, taşlanmanız ya da kitabınızın yakılması yetmez, öldürülmeniz gerektiği söylenir. Kütüphanelerin insanı olmaktan çıkar, jeostratejik paylaşım mücadelelerinin manevralarından biri haline gelirsiniz.

//php print_r ($fields); ?>
Keşfet'in bu ayki konuğu Aydilge.
Sizlere keşfetmeniz için Antoine de Saint-Exupéry'nin Küçük Prens isimli kitabını öneriyor, hem de kendi el yazısıyla!
Bu kitaptan altını çizdiği cümle ise şöyle: “İnsanlar hızlı trenlere biniyorlar, ama ne aradıklarını bildikleri yok. Kaşıyor heyecanlanıyor, dönüp duruyorlar. Bunca çabaya değse bari…”

//php print_r ($fields); ?>
Yeni yıl diye adlandırdığımız takvim dönemine yaklaşırken, yayınevleri, bizi heyecanlı tutmak adına yazarlarının beklenen yapıtlarını müjdelemeye başlar; biz okurlar da, sıkıntılı zamanlarımızda sığınabilmek ve günü geçirebilmek için okunacak yeni kitapların beklentilerine kapılırız.

//php print_r ($fields); ?>
Bizim kelebek son zamanlarda hiç olmadığı kadar coşkuluydu. Baktım bloguna, “Güzel insanlar benim doğal yaşam alanım olan parka, ağaçlara sahip çıktı. Üstelik orada bir parkta yapılacak en güzel eylemin kitap okumak olduğunu gösterdiler,” diye yazmış.

//php print_r ($fields); ?>
Yazar yönüyle veya müzisyenliğiyle öne çıkan sanatçıların, gizli kalmış diğer yeteneklerini keşfetmekte insanı cezbeden bir yan var. Marilyn Monroe'nun şiirleri de, Hans Christian Andersen'in çizimleri de, Flannery O'Connor'un karikatürleri de insanda böyle bir etki yaratıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Baharın erken gelişiyle dışarıda daha çok vakit geçirmeye başlayan kelebek, pencereden, “Çiçek kokularıyla dolgunlaşan hava gönlümüzü bir saadet vaadiyle kaplar,” diyerek giriverdi. Çiçek kokularının peşinde uçup durmuş bizimki. “Saadetin daim olsun. Abdülhak Şinasi Hisar’ın Boğaziçi Mehtapları’ndan mı o alıntı?” diye sordum.

//php print_r ($fields); ?>
Erik Satie’nin en çok "Gymnopédies" ve "Gnossiennes" isimli besteleriyle tanındığına, sevildiğine kimsenin itirazı olmaz. Hatta yaşarken, kendisinin de itirazı olmamış ama müziğinin “sıkıcı” olduğunu da söyleyip durmuş. Satie’yi tanımayanların bile bu parçaların melodilerini duymuş olmaları yüksek ihtimal. Kulağı modern müziğe açık olanları kastediyorum elbette.

//php print_r ($fields); ?>
Romana bakmanın yolları
Ersan Üldes’in Zafiyet Kuramı, romanın sınırlarını genişleten oldukça farklı bir kitap. Düzenlenişi, konusu, taşlamaları, “cin fikirleri”yle oldukça yenilikçi bir tutum sergilenmiş ve edebiyat dünyasının merak edilen kimi magazinsel yanları da metne dâhil edilmiş.

//php print_r ($fields); ?>
İnternet üzerinde yayın yapan “televizyon” kanalları arasındaki rekabet, bu yaz Netflix’in, janr severlere armağan ettiği Stranger Things kisvesinde o beklenen meyveyi verdi. Merkezine, onlu yaşlarının başındaki Will Byers’ın 1983 yılında, yaşadığı küçük Amerikan kasabasında ortadan kayboluş hikayesini alan dizi, 80’ler pop kültürüne yazılmış bir aşk mektubu gibi.

//php print_r ($fields); ?>
Bundan tam 10 yıl önce, 6 Mayıs 2006'da aramızdan ayrıldı Erdal Öz. Tam da bugün için, İpekli Mendil öykü sözlüğünün yazarlarından Mehtap Akdeniz, Öz'ün eserlerinden yola çıkarak mini bir sözlük hazırladı. Bu vesileyle, biz de Erdal Öz'ü bir kez daha anıyoruz...
