Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
İnternet bağlantısı hemen hepimizin hayatının ayrılmaz bir parçası artık. Bir yandan sosyal medya kanalları gündelik iletişimimizin ayrılmaz bir parçası haline gelirken internete girme yaşı da gitgide düşüyor. Eskiden tuvalete girerken yanımıza alınan kitapların yerini bile hızla akıllı telefonlar alıyor! İnternette geçirdiğimiz zaman uzadıkça okumaya ayırdığımız zaman da kısalıyor.

12 Eylül’ün üzerinden 29 yıl geçmesine rağmen açtığı yaralar ve etkileri hâlâ silinmiş değil. Günlük yaşamdan bürokrasiye ve siyasete her anlamda sonuçları hissedilen bu dönemin Türk edebiyatına nasıl bir etkisi oldu? Öykümüzü, şiirimizi, romanımızı nasıl etkiledi? Edebiyatçılarımız 12 Eylül’ü nasıl ve ne kadar hissettiler, eserlerine 12 Eylül’ün etkisi ne oldu?

Virginia Woolf, günümüzde büyük bir yazar ve erken bir feminist olarak kabul edilse de ilk romanının yayımlanmasından 50 yıl sonraya kadar, eserleri kabul görmemişti aslında. James Joyce ve diğer çağdaşlarını eleştiriyor, edebiyatta modernizmin resmi olmayan sınırlarına hapsolmayı reddediyordu fakat günümüzde daha çok kadın sorunlarına dikkat çekmesiyle anılıyor.

Yazarların evlerinde çalıştıkları, okudukları anları merak ediyorsanız, buyurun yazarların ev hallerine!
Tao Lin, Muray Hill'deki apartman dairesinde.

2000’li yıllardan sonra Türkçe edebiyatın kendisine yeni bir yol çizmeye başladığı bir gerçek. Bunun neden böyle olduğu ve eleştirisi belki ayrı bir yazı konusu; benim buradaki amacım ise, 2000’li yılların Türkçe edebiyatı hakkında -hikaye ve roman türlerini göz önünde bulundurarak- bir durum tespiti yapmak, ki böyle bir durum tespiti bile mutlaka eksikleri barındıracaktır.

Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gazete'nin geçen hafta yayınlanan sayısında yer alan “Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararda Değşiklik Yapılmasına Dair Karar” ile Kur'an-ı Kerim, Tevrat, Zebur ve İncil kitaplarına uygulanan KDV oranı yüzde 8'den yüzde 1'e düşürüldü. Tam olarak karar şöyle:

Edebiyatın kitapla ve kitap okumakla sınırlı olduğu günler çok gerilerde kaldı malum. Artık edebiyat sinemada, müzikte, sokakta ve hatta duvarlarda.
Biz de bu fikirden yola çıktık, en "edebi" graffitileri derledik:
Alice Harikalar Diyarında, Lewis Carroll (Londra, İngiltere)

Sevgili bir dost,
Yıllar var mektuplarıma yanıtını alamadım. Yazdıklarımla canını sıktığımı düşünerek daha güzellerini yazdım. Yine canım sesin çıkmadı. Mektupla ses mi çıkarılırmış diyeceksin. Sesin en sıcağı zarftan çıkanıdır. Belki de bunun için bana sesler artık hiç de o kadar yakın gelmiyor... Gene de bekliyorum.

Güzel kütüphaneleri seyretmeyi, incelemeyi, oturup saatlerce kitap okumayı kim sevmez? Hele bir de bu kütüphane sizin hayal gücünüzü çalıştıracak, eğlenceli ve merak uyandıracak bir şekilde tasarlanmışsa? Hem göze, hem ruha hitap eden bu mekanlara tek tek gidebilmek ne güzel olurdu!
