Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Beklenen haber geldi: Stranger Things geri dönüyor! Netflix'in kısa sürede kültleşen yapımlarından Stranger Things kendi sadık izleyicisini yaratmayı da başardı elbette. Haliyle dizinin ikinci sezonunun ne zaman başlayacağı da ciddi bir merak konusuydu.

//php print_r ($fields); ?>
Çocuklar için yazılan ya da daha doğrusu bir büyük eşliğinde çocuklara felsefeyi anlatmayı gaye edinen kitapların sayısında hızlı bir artış var. Elbette yetişkinler için felsefe yapmak işin kolay tarafı ama kişiliğin oluştuğu bir çağdaki çocuklara felsefeyi anlatmak esaslı bir mesele.

//php print_r ($fields); ?>
Yüzyıllar boyunca insanların en büyük iletişim aracı olan mektup bugün artık çok çok az kullanılıyor. [Hiç kullanılmıyor demek belki de daha doğru olacak] Mektuptan kastım kalem, kâğıt ve zarf kullanarak yapılan. Bugün artık kartpostal bile nadiren gönderilir oldu; hâlbuki çok değil bundan 20 yıl önce bile gidilen şehirlerden sevdiklerimize kartpostal gönderme alışkanlığı vardı.

//php print_r ($fields); ?>
On İki Gezici Öykü, Gabriel García Márquez’in (1927-2014) gerçekler ve düşleri iç içe anlattığı büyülü gerçekçilik yaklaşımını en iyi yansıtan, onun baş eserlerinden biridir. Kitap, Márquez’in on sekiz yıl boyunca aralıkla birkaç kez yazdığı öykülerin bir araya getirilmesiyle oluşur.

//php print_r ($fields); ?>
Bir dönem fazlasıyla popüler olan anket defterlerinin tarihi hayli gerilere dayanıyor aslında. Ünlü Fransız yazar Marcel Proust henüz 13 yaşındayken de bir hayli popülermiş bu defterler. Öyle ki 13 yaşındaki Proust böyle bir defter satın alıp içindeki İngilizce soruları yanıtladıktan sonra arkadaşı Antoinette Faure’a doğum günü hediyesi olarak vermişti.

//php print_r ($fields); ?>
Çizgi roman tarihinin hayati dönemeçlerinden biri 1950’li yılların Amerika’sında gerçekleşti. O yılların ahlakçı ve antikomünist havası, çizgi romanların ne/nasıl anlatacağına ilişkin bir kamuoyu yaratmış, yayıncılar kendilerini bağlayan kurallar ve bir otosansür kurulu oluşturmak zorunda kalmışlardı.

//php print_r ($fields); ?>
Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. Öyleyse soruyoruz: Siz Georges Simenon'u niçin okuyorsunuz?

//php print_r ($fields); ?>
Sanat, doksanlı yıllara gelindiğinde savrulduğu farklı köşelerden tek tek toparlanır ve yeniden hikaye anlatmaya çevirir yüzünü. Çevirir çevirmesine de, hâlâ bir karar verebilmiş değildir dünya: Hikayeyi izlemek ya da hikayeyi görmek mi daha etkilidir, yoksa okumak mı? Sanata edebiyat açısından baktığımızda en temel sorumuzdur bu.

//php print_r ($fields); ?>
Dili eril aklın ürünü olarak kabul eden uygarlığımızın tarihi, edebiyatta da erkek yazarların, erkek kahramanlarının görkemli hikayeleri olarak kendisini gösterir.

//php print_r ($fields); ?>
Öncelikle Britanyalıların, sonra Amerikalıların ve nihayetinde dünyanın her tarafından insanın göçtüğü, ABD’nin kuzeyindeki ikinci yeni dünya, NATO’nun iletişim merkezi (Marshall McLuhan’a da çok şey borçlulardır herhalde), ABD’nin mülayim tersi, bir zamanların Nova Scotia’sı, Alice Munro sayesinde Nobel’lenmiş, ama Margaret Atwood sayesinde de daha popüler okurların haritalarına kazınmış, beni
