Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Hatırlamak esastır

Avustralyalı müzisyen/şarkıcı Nick Cave, hayatının beyazperdeye yansıtıldığı Dünyada 20.000 Gün filminde psikanalistinin, “Hayatta en büyük korkunuz nedir?” sorusuna, “Belleğimi yitirmek,” diye cevap veriyordu. Alman yazar W. G. Sebald’ın edebiyatını da tek bir sözcükle tanımlamak gerekse, bu sözcük “bellek” olabilir. Ya da belki, daha kapsayıcı olması bakımından “hafıza”...



“Denge bir balıktır, dümdüz yüzen bir balık”

Edebiyatın köpekbalıklarıyla buluştuğu noktada, kuşkusuz akla gelen ilk eserlerden biri Peter Benchley’in Jaws: Denizin Dişleri adlı romanı.



Korkuluk gibi yaşayan adam

Meksikalı Juan Rulfo, yaşadığı kadar yazan biri değil ne yazık ki. Fakat onun, kaleme aldığı az sayıdaki yapıtıyla pek çok ismi etkilediğini söylemek lazım. Ülkesi Meksika ve Latin Amerika edebiyatının önemli isimlerinden olan Rulfo'nun tek romanı Pedro Paramo.

 



Rahatsız edici bir roman

İstisna ve Kayboluyorsun romanlarıyla tanıdığımız Christian Jungersen, kariyerinin ilk romanı Çalılık’ta, yaşlı bir adamın inançlarına ve hayatında yaptığı seçimlere dair nefes kesici bir hikaye anlatıyor... Çalılık, iki erkek –Paul ve Eduard– arasında yaklaşık 70 yıl boyunca süren karmaşık ama yoğun bir ilişki etrafında kurgulanmış.



50 gramın hatırına

Yalnızlık, dünyanın bin tane hali içinde üzerine sayısız kere yazılmış, ayak değmemiş bir karış toprağı kalmamış bir konu olsa da benim için cazibesini asla yitirmiyor. İnsanın dünyanın en kalabalık şehirlerinden birinde dahi mustarip olabildiği bu çok karmaşık duygu, bir okur için olduğu kadar bir yazar için de sonsuz “keyifli” bir alan.



Aklın hayal dediği, hayalin akıl ettiği

Yaşamın içinde yuvarlanıp giderken değişimi, bitişi, yitişi algılamamızı engelleyen bir duyarsızlık imdadımıza yetişiyor çoğu zaman. Kabul etmek zor çünkü. Artık her şey farklı, demek. İlk yaz lafını artık kimselerin kullanmadığını, sonraları bahardan da geçtiğimizi, sevdiğimiz insanların, sokakların, ev içlerinin birer birer eksildiğini idrak etmek.



Bütün olmaya dair hayal kırıklığıyla karışık arzu

Birkaç haftadır dünyanın birçok ülkesinde gösterimde olan polisiye dizi The People v. O.J. Simpson, 12 Haziran 1994'te işlenen Nicole Brown Simpson ve Ronald Goldman cinayetlerinin ardından, eski Amerikan futbolcusu ünlü oyuncu O.J. Simpson'ın yargılanmasını işliyor.



"Adımı unuttum, vardı üstelik"

Görülmeme durumu kurmacada epeyce işlenmiştir, fiziksel bir görünmezlik değil de karakterin ve temsil ettiklerinin görünmez olduğu durumlar, ana karakterin adının olmayışı, etraftakilerin karakteri silikleştirmesi ve sonucunda genellikle varılan birey-toplum çatışmasına dayalı toplumsal eleştirinin örneği çok.



Edebiyat futbolu seviyor mu?

2016 Avrupa Futbol Şampiyonası, Türkiye’de pek alışık olmadığımız türden bir öykü kitabının yayın tarihiyle kesişti; 19 edebiyatçının kaleminden 19 futbol öyküsünü bir araya getiren Al da At Dercesine’nin... Böyle bir derlemenin bugüne kadar eksik kalmasının sebeplerini ise, edebiyatçıların ve çoğu edebiyat okurunun futbolla aralarına koydukları mesafede mi aramak gerekir?



Etiyopya kralının gözlerine bakmak

Edebiyat dünyamızın saygın öykücülerinden Mustafa Balel, geçtiğimiz aylarda yeni bir öykü kitabı yayınladı: Etiyopya Kralının Gözleri… Balel, edebiyatımızı takip eden okurun da bileceği gibi, 70’li yıllardan bugüne edebiyat ortamımıza büyük emek verdi; çeviriler yaptı, ansiklopedilerde çalıştı, o güzel Öykü Dergisi’ni çıkardı.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.