Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
15 Ağustos 1945’te Japon Devlet Radyosu’nda bir ses duyuldu. Üzgün ama asaletli bir ses. Doğan Güneşin İmparatoru konuşuyordu. Şintoizm’in, efsanelerin, mitlerin ve kadim Japon kültürünün etkisiyle yüzyıllardır makamına Tanrısallık atfedilen İmparator, radyoda savaşı kaybettiğini yani mağlubiyetini ilan ediyordu kahraman halkına.

//php print_r ($fields); ?>
Gittikçe kalabalıklaşan, paylaşım mücadelesinin sertleştiği, -kimilerine göre postkolonyal, kimilerine göre ise küresel kapitalist dönemde- siyasi ve ekonomik anlaşmazlıklar nedeniyle yaşanmaz hale gelmiş bir dünyada hayatta kalmaya gayret ediyoruz.

//php print_r ($fields); ?>
Cemal Süreya bir TRT röportajında “1944 yılında Dostoyevski’yi okudum, o günden beri huzurum yoktur” sözleriyle anlatmıştı kısa biyografisini. Bir şairin, hayatında yer alan en can alıcı noktayı bir romancının duygu evreniyle tanıştığı an olarak kodlaması, evet çok havalı. Ama konu Dostoyevski ise, zaten huzur falan yoktur ortada, Süreya havalı değil yani, buz gibi haklı. Ve huzursuz.

//php print_r ($fields); ?>
Dünyaca ünlü çocuk kitabı yazarı E. B. White’ın Maine’deki evinin satışa sunulacağı haberi tartışmalara yol açtı. Özellikle Örümcek Ağı ve Stuart Little'ın Maceraları kitaplarıyla çocuk edebiyatında çığır açan bir yazarın, bu eserleri yarattığı evi özel bir mülk mü olmalı, yoksa edebiyat tarihinin bir parçası olarak halka mı kazandırılmalı? E. B.

//php print_r ($fields); ?>
Geçen yıl tam bu zamanlardı, ülkede deyim yerindeyse tüm taşların yerinden oynayacağı bir döneme girdik. Memleketin en simgesel, en kalabalık meydanlarından biri olan Taksim’in minik ve hadi kabul edelim biraz da atıl olan tek parkı Gezi, artık hiç kimse için sadece bir park değil.

//php print_r ($fields); ?>
James Baldwin’le ilgili bir bahis açıldığında ilk söylenen, onun siyah eşcinsel bir Amerikalı edebiyatçı olarak ayrımcılığı birkaç misliyle, birkaç katmanda deneyimlediğidir.

//php print_r ($fields); ?>
Ömürlerinin merkezine siyasi saflaşmayı almadılar, apolitiklikle suçlandılar. Aslında sivilleştiklerini hiç düşünemedik. Eski nefretlere, köhnemiş söylemlere, düşmancıl politik sınıflara yüz vermediler diye siyaseten ilgisiz sandık onları. Hep yargıladık: Tek dertleri internetti, ah bu nesil ne olacaktı, nasıl kurtaracaktık bunları...

//php print_r ($fields); ?>
Günümüz bilim ve teknolojisinin ulaştığı seviyeyi kedilere borçlu olduğumuz söylenir. Kilisenin cadılıkla suçladığı kediler Ortaçağ Avrupa'sından temizlendi ve kentler fare istilasına karşı savunmasız kaldı. Fareler ve pirelerinin sırtındaki veba, kıtanın üzerinden silindir gibi geçti ve halkın kedi kıyımından sorumlu tuttuğu kilisenin otoritesi onarılamayacak şekilde sarsıldı.

//php print_r ($fields); ?>
Şiirleri, öyküleri ve romanlarının yanı sıra Büyük Argo Sözlüğü ile tanıdığımız Hulki Aktunç'un yaş gününü İpekli Mendil yazarlarından Dilvin Tüfekçioğlu’nun hazırladığı A’dan Z’ye Hulki Aktunç Sözlükçesi'yle kutluyoruz.

//php print_r ($fields); ?>





_2_0.jpg)










