Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
Kitap, Dostoyevsk'inin 1849-1854 yılları arasında sürgünde geçirdiği 5 yılı Aleksandr Petroviç adını kullanarak anlattığı anılardır.

//php print_r ($fields); ?>
Cemil Kavukçu´nun her bir karakteri (Kiklop dahil), hem en yalın haliyle insan hem de en cesur haliyle masal kahramanı...Orada olmak, yanımdan hızla geçen motosikletin arkasında bıraktığı tozu-dumanı görmek, Kavaklaraltı Çay Bahçesi´nde bir sandalyeye kurulmak, erkek-çocuk karakterlerin misketlerini bıraktığı ama hayallerini bırakmadığı gün hangisiyse, işte o günün izini tarihlerinde bir misafi

//php print_r ($fields); ?>
Hayatımızın güzel olduğu kabulü bu sistemin aksayarak da olsa günümüze dek sürmesine neden oldu. Hep korktuk sürüden ayrılmaktan. Hep korktuk kurda yem olmaktan. Kimse bize kurdun bu sistemden daha şefkatli olabileceğini söylemedi. Kimse sürüyü bir arada tutan köpeklerin sürüye dışardan havladığını göstermedi bize.

//php print_r ($fields); ?>
Amerikalı yazar Dan Brown'ın piyasaya çıktığı gün ABD, İngiltere ve Kanada'da satış rekorları kıran yeni kitabi "Kayıp Sembol"ün hikayesinin geçtiği ABD'nin başkenti Washington D.C'de, kitabın turizme olan katkıları görülmeye başladı.

//php print_r ($fields); ?>
Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, son romanı Masumiyet Müzesi'nin İtalyanca çevirisi olan "Il Museo dell'Innocenza" adlı yapıtının tanımı için bulunduğu Milano'da, bugün de Bagatti Valsecchi Müzesi'nde edebiyatseverlerle buluştu.
Pamuk, 'Masumiyet Müzesi'ne ilişkin soruları yanıtlarken, "Harvard Üniversitesi'nde roman sanatı üzerine verdiğim konferanslar kitaplaşacak" dedi.

//php print_r ($fields); ?>
Bazı vakitler bir de bakmışız yaşam, içimizdeki sonsuz arayış gibi uzanıp gitmekte önümüzde, ikisi birbirinden ayrılmaz olmuş, en fenası, içinden çıkılamaz olmuş. Arayışın bir noktasında, geçmişten ve gelecekten azade bir “şimdi” de takılıp kalırız. Ama an gelir tüm tıkanıklıklar açılır, istediğimiz noktaya vardığımızda ne yapmak istediğimizi çok iyi bildiğimizi fark ederiz.

//php print_r ($fields); ?>
Bir yeniçeri düşünün ki, babasından kalan araziye el konulduğu için eline kalemi alıp divan-ı hümayuna başvurmakta... Ya da yiyip içtiklerini bile günü gününe yazan Balat şeyhi bir derviş karısının ölümünü yazmakta … Evlenmeyi reddeden entelektüel bir Osmanlı kadınının rüyalarına ne dersiniz peki?
