Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Yerli ya da yabancı, eğer bir turist olarak gelmişseniz İstanbul’a, bu şehre dair ilk izlenimlerinizi edineceğiniz yer büyük bir ihtimalle Sultanahmet olacaktır. Bir şekilde aldığınız tavsiyeler, muhakkak, ilk durak olarak Sultanahmet ve yakın çevresini işaret etmiştir.

//php print_r ($fields); ?>
Zerrin İren Boynudelik ve Emine Önel Kurt’un kaleme aldığı Bu Resim Ne Anlatıyor serisinin 3. kitabı Günlük Hayat, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınlarından çıktı. Serinin önceki kitaplarında Boynudelik yazar olarak yer alırken, Kurt serinin editörlüğünü üstleniyordu.

//php print_r ($fields); ?>
Üzerimizde etkisi büyük olan yazarların yaşamlarını da merak ederiz. Doğduğu, büyüdüğü coğrafyayı, kültürü ayrıntılarıyla bilmek isteriz. Ömrünün geçtiği şehirleri, yürüdüğü sokakları, hatta ebedi mekanları olan mezarlarını ziyaret etmek bizim için yazara olabildiğince yaklaşmak anlamına gelir.

//php print_r ($fields); ?>

//php print_r ($fields); ?>
Dünya üzerindeki çok az lidere/politik figüre nasip olacak türde bir karizma ve 20. yüzyılı aşacak derinlikte devasa bir etki alanı. Malcolm X adını duyduğum her an içimdeki ateşin harlandığını hissediyorum. Heyecan verici bir kahraman Malcolm. Hakkında sürekli yeni bir şeyler yazılması ve isminin etrafında yanan ateşin hiç sönmemesi ne iyi.

//php print_r ($fields); ?>
Mizah unsuru çocuklar için vazgeçilmez ve ilgi çekici konuların başında gelir. Okurken kahkaha atmayı sever her çocuk. Tabii bir yazar onu güldürmeyi başarabilirse… Ülkemizde çocuklara kaliteli mizahı edebiyatla harmanlayarak sunan kitap sayısı çok fazla değil. İngiliz yazar David Walliams çocuk kitaplarına mizah katma becerisiyle dünyanın en çok okunan yazarlarından birisi.

//php print_r ($fields); ?>
İngilizce edebiyatın en yüksek kademeden edebi nitelik bahşedicisi ödülü Man Booker, saygıdeğer bir otoriteye sahip olduğu kadar, edebiyatta endüstrileşmenin muhafızlığını da yapar. Bu yıl, 50. yılı şerefine “Altın Man Booker” veren ödül, zaten her dokunduğu romanı altına çeviren bir tür simyacıydı.

//php print_r ($fields); ?>
“Dışarıdan geçen her uçağa gözüm takılıyor. Şimdi ayaklarımın altına bir Boeing çakılsa… Yerden yükselen kara duman, duvarları eriten sıcak, patlayan pencereler, havasızlıktan boğulmak, panik, intiharlar, alevler içindeki merdivenlere doğru koşmak, gözyaşları ve çığlıklar, umutsuz telefon konuşmaları neymiş öğrenirdim. Oysa oldu bu. Bu olay oldu ve olanı anlatmak mümkün değil...”

//php print_r ($fields); ?>
Jeff Vandermeer’ın Southern Reach üçlemesinin Türkçeye çevrilmesi ve ardından bu serinin ilk kitabı Yok Oluş’un (Annihilation) sinemaya uyarlanmasıyla, tartışmalarımızı China Miéville’in eserleriyle kısıtladığımız bir türün, “yeni tuhafkurgu”nun Türkçedek

//php print_r ($fields); ?>
“Annemin ölümü beni en vahşi halim olan kişiliğimle tanıştırdı. Beni ihtiyacım olan bir şeyden mahrum bıraktı. Annem hayatımın köküydü. Sonra birden yok oldu.” Cheryl Strayed, Yaban adlı biyografik eserinde anlattığı 1800 kilometrelik yabani yolculuğuna atılmadan önceki halini, bu şekilde dile getiriyordu. Annesiyle derin, oldukça yakın bir ilişkisi vardı.
