Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar



Güzelliği Basitliğinde Parlayan Öyküler

Edebiyat, salt bize görmediklerimizi göstermeye yarayan bir araç değildir. Ya da göremediklerimizin altını çizen, tek boyutlu kalınca bir çizgi... Çoğu zaman edebi eser, bize iki-üç cümleyle anlatıp geçtiğimiz her ne varsa şu hayatta, aslında daha daha fazlasının olduğunu hatırlatır: Sesi kısık olayların, durumların, ayrıntıların, şeylerin pek de öyle olmadığını serer gözlerimizin önüne.



Tarık Tufan'dan Yaradaşlık Romanı

Tarık Tufan, Türk edebiyatının en üretken kalemleri arasında yer alıyor. Aylık edebiyat dergilerinde yayınladığı hikâyelerin yanı sıra, neredeyse her yıl çıkardığı yeni kitaplarla göz önünde bir yazar.

 



Evin İmkânsızlığında Bir Dükkânı Beklemek

Yalnızca şimdiki zamanın içinde kendimizle özdeşleşerek tıpkı bir kalbin düşünmeksizin çarpması gibi yaşıyor olsay­dık acaba hikâye anlatabilir miydik?



Kitabın Adından Kaybedenler!

“Dışarıdan geçen her uçağa gözüm takılıyor. Şimdi ayaklarımın altına bir Boeing çakılsa… Yerden yükselen kara duman, duvarları eriten sıcak, patlayan pencereler, havasızlıktan boğulmak, panik, intiharlar, alevler içindeki merdivenlere doğru koşmak, gözyaşları ve çığlıklar, umutsuz telefon konuşmaları neymiş öğrenirdim. Oysa oldu bu. Bu olay oldu ve olanı anlatmak mümkün değil...”



Sinemanın Taşrası

Taşra, edebiyattan sinemaya geçişin en kestirme yoludur. Orada zaman, mekân ve insan sinematografik anlamın bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir derinliğe sahiptir. Ancak bu derinlik çoğu zaman bir daralmayı, dışa kapalılığı, durağanlığı, kasvetli ve sonu gelmez bekleyişleri de içinde taşır. Bu yönüyle İnsanoğlunun ebedi yazgısını, ilk sürgün anını hatırlatan ihsaslarla doludur taşra.



Bu Resim Ne Anlatıyor?

Zerrin İren Boynudelik ve Emine Önel Kurt’un kaleme aldığı Bu Resim Ne Anlatıyor serisinin 3. kitabı Günlük Hayat, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınlarından çıktı. Serinin önceki kitaplarında Boynudelik yazar olarak yer alırken, Kurt serinin editörlüğünü üstleniyordu.



Da Vinci’nin tuttuğu en eski defterler artık bir tık uzağımızda!

Rönesans denince akla gelen ilk figür Leonardo Da Vinci olur çoğunlukla. Da Vinci, her ne kadar güzel sanatlardaki maharetiyle dünya çapında nam salmış olsa da, o, vaktinin çoğunu bilimsel çalışmalara ve mühendislik projelerine adamıştır. Yalnızca bir ressam, heykeltıraş ya da mimar değil, aynı zamanda bir mucit ve bilim insanıdır.



KuşBakışı // Armağan Tunaboylu'nun masasından

Elinize aldığınız romanın bir köşesinde onun “Bir Metin Çakır polisiyesi” olduğu yazıyorsa merakınızı her zaman diri tutacak, temposu hiç düşmeyen, çoğunlukla kahkahalar atarak okuyacağınız bir polisiye okumaya hazırsınız demektir. Kendisine böylesine alışmışken, Metin Çakır bir ara bizleri korkutmuş, ancak beşer yıl arayla görüşebilmiştik.



Yazarın Bahçıvan Olacak Portresi: Emily Dickinson

Emily Dickinson’a geçmeden önce kendi çocukluğumu ve bahçe hikâyemi anlatacağım size... Macera olsun diye evden kaçıp gün batarken kimsenin ruhu duymadan döndüğüm çocukluk yıllarımda, bütün evlerin bahçeli olduğunu sanırdım. Neden, çünkü şanslıydım; oturduğumuz sakin mahallede bütün evler bahçeliydi, bizimki de.

 



Fotoğraf // İçerideki Adamımız

Sanat, sanatın önemine inananlar için dünyanın en önemli çıkış yollarından biri. Bir konserin, bir serginin, bir şiir kitabının insan ruhunda yaptığı etkiyle yarışabilecek çok az şey vardır. Hele sanatın içinde sadece izleyici olarak değil, bir yazar, ressam ya da fotoğrafçı olarak varsanız, işler daha bir başka olacaktır.

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.