Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Şahane Bir Kitap Arşivi

Şahane Bir Kitap // En çok okunanlar



Geniş açıda devam eden dar zamanlar

Edebiyatseverler bilirler Dar Zamanlar'ın yeri ayrıdır Adalet Ağaoğlu okurları için. Özellikle de Ağaoğlu'nu bizle tanıştıran ilk romanı Ölmeye Yatmak, düşünülürse. Bir saat yirmi dakika süren o uzun, bir ömürlük hikaye, düşünülürse...



İstanbul, içimizde bir uzak diyarmış...

“Osmanlı İmparatorluğu’nun payitahtı bir üçgen biçimindedir. İki yanı deniz tarafından çevrelenir ve korunur, üçüncüsü ise Rum imparatorların hakimiyetinde inşa edilmiş olan ve şehre karadan girişi engelleyen çift sıra bir sur ile kuşatılmıştır. Sur içinde, birbirine bitişik yedi tepe üzerine inşa edilmiş binlerce ev bir amfitiyatro gibi yükselir.



“Bir süre sonra her şey birbiriyle bağlantılı görünmeye başlar”

Kara Kitap’ın temel izleklerinden biridir “sır”. Hikaye boyunca kahramanımızla, Galip’le birlikte bir sırrın peşinde koşar, başka pek çok sırlara işaret eden şehrin, toplumsal kodların ve var oluşun çelişkilerinin etrafında döner, nihayetinde de hiçbir sırrın tam olarak açık edilmediği bir durumda kalakalırız.



Yaşarken çürüyor, ölürken yaşıyoruz

David Seling, onun içinde yaşayan, süngersi yuvasında pusuya yatmış, masum fanileri gözetleyip duran bir yaratık var. Sinsi, hastalıklı bir canavar ve en fenası ölmek üzere, Seling’in kendisinden bile daha hızlı bir şekilde ölmekte… Oysa Seling’in doğumundan beri içinde yaşıyor o, Seling’i bir ucubeye çeviriyor. Daha doğrusu bir ‘telepat’a.



Hobbit'i beklerken Bitmemiş Öyküler

Hiç unutmam, sanırım Orta Dünya’nın üçüncü çağının sonlarına doğruydu, Yüzüklerin Efendisi’ni üçüncü kere okumaktayken ve Tolkien üzerinde uzun uzun düşünmekteyken dev bir keşif duygusuyla sarsıldım.



Kapanan bir kitap olarak hayat!

Her şey, Julian’ın karısı Veronica’nın o akşam resim kursundan gelmemesiyle başlıyor ve bitiyor. Julian, Veronica’nın gelmeyişini üvey kızı Daniela’ya çaktırmamak ve onu huzurla uyutmak için “Ağaçların Özel Hayatı” adını verdikleri bir dizi uydurulmuş hikayeden birini seçiyor. Hikayenin kahramanları bir kavak ağacıyla bir baobap ağacı.



İnanan için ilahi

“Oysa/ kim harlandırıp yüreğinde ateşi/ kıyametini büyütmezse/ve hesaplaşmazsa kendiyle/ ateşten kurtulamayacaktır.” Şiirin adı 'İnanan için ilahi', şairiyse elbette Gülten Akın. Deniz Gezgin’in Ahraz'ının adı da pekala bu şiirin adıyla aynı olabilirmiş. Zira yazar sanki aslında bir roman değil, bir şiir, inanan için bir ilahi yazmış.



Elfler insan ruhunu nasıl iyileştirir?

Psikanalist,  şair ve bir cantadora (Latin geleneğinde eski öyküleri toplayıp saklayan kimse) Calarissa P.Estés. Onu tüm dünyada olduğu gibi biz Türk okurları da muhteşem çalışması “Kurtlarla Koşan Kadınlar” ile tanıyoruz.



Anlatmak armağandır, zehirli bir armağan…

Javier Marias, kimilerine göre yaşayan en büyük edebiyatçılardan biri… Peki ama neden? Günün eğilimlerinin aksine edebi bir dile sahip olması, bu edebi dille siyasetten tarihe geçmişle, bugünle ve gelecekle hesaplaşması ve sanırım en mühimi de bütün bunlar ekseninde beklenmedik bir şekilde yüreğimize dokunmayı başarması...



Zamana dokunduğu yerden, Asimov

Bilimkurgu… Fantastik edebiyatın uzak akrabası… Fanteziyle aralarında pek çok kesişme noktası var ama bir tane de çok belirleyici, çok keskin bir ayrılma noktası. İmkansızla ilgili bir ayrılmadır bu. Bilimkurgunun niyetiyle ilgilidir. Bilimkurgu, fantastiğin aksine, imkansızı temsil etmeye niyetlenmez çünkü. Yani kısacası, anlattığı şey, spekülatif olarak mümkündür.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.