Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Put meselesi, insanın bu hayatta güçlü ya da yenik oluşunu belirleyen, kadın erkek ilişkilerinden çocuk yetiştirmeye, iş hayatından özel hayata, zihin dünyasından kalbî dünyaya kadar hemen her sürecini şekillendiren, mutluluğunu huzurunu etkileyen çok yönlü ve çok katmanlı bir konu. Bu yüzden Ahmet Turgut’un Put adlı kitabını duyunca hemen almak, okumak istedim.

//php print_r ($fields); ?>
Genç Jack Kerouac 1950 yılında ilk romanı The Town and the City'yi yayımladığında yayıncısı Harcourt Brace tarafından tasarlanan kitap kapaklarını pek beğenmiyordu doğrusu.

//php print_r ($fields); ?>

//php print_r ($fields); ?>
Hiç seyahatname okumamış birine bunun keyfini anlatmak zor. Gediklisinin, zaten rastladığı kitaba bir göz atmadan geçip gitmesi ihtimal dışı. Zira, sanki özünde, okurunu kendine çeken bir zıt kutbu taşır seyahatnameler. Hele de, zihne kentleri adamakıllı kurma imkanı verebilenler.

//php print_r ($fields); ?>
Yılın kırmızı balonlu, göbeği kalpli pelüş ayıcıklı, çilek-çikolata fondü mevsimine geldik. Bu ajandaya paralel olarak, "En ölümsüz 10 aşk romanı", "Ağlamaktan helak olacağınız 15 romantik roman", "Unutulmaz aşk hikayeleri" başlıklı listeler şubat ayı boyunca orada burada karşınıza çıkmaya başlayacak.

//php print_r ($fields); ?>
Her nedense en rahat ve yaygın olarak takip ettiğimiz edebiyat dili İngilizce gibi geliyor bana. Bir zamanlar Fransızcanın belirgin bir ağırlığı varmış, hatta yazarlarımız Fransızca okudukları romanlardan ve şiirlerden hareketle modern edebiyatımızı oluşturmaya başlamışlar.

//php print_r ($fields); ?>
Ahmet İhsan Tokgöz (1867), estetik ve epistemolojik düzeyde yarattığı kırılmalarla Türk edebiyatını şekillendiren Servet-i Fünun dergisinin kurucusudur. Daha çok çevirmen kimliğiyle tanınan Tokgöz’ün Ülfet isimli bir tefrikası daha bulunmaktadır.

//php print_r ($fields); ?>
Tüm kurmaca eserler biraz acemilik ürünüdür. Bu metinlerle bağlantılı bir durum değil. Ne kadar emek harcasanız, titizlikle uğraşsanız da üslubunuz, hikayedeki öncelikleriniz zaman içinde değişecek. Üstüne üstlük arayış peşinde bir yazarsanız yani her yeni öykünüzde aynı, o çok iyi bildiğiniz, ezberlediğiniz numarayı çekmiyorsanız bu acemilik serüvene dönüşüyor.

//php print_r ($fields); ?>
Ölüm hayatın bakiyesidir. Hayatın sonunu değil hayatın bir başka veçhesini karşılar. Elde kalan ne varsa onunla gideriz ölüme. Bu açıdan ölen bir insan için kullanılan “hayatını kaybetti” lafı bomboş bir laftır. Hayat bir başka sayfada olanca tazeliğiyle devam etmektedir çünkü. Ölüme dair anlatılarda ölüm ve ölüm sonrası başlığı öne çıkar. Ya ölüm öncesi?

//php print_r ($fields); ?>
