Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Çarmıha gerildikten sonra dirilen İsa havarilerine göründüğünde, Thomas, şüpheci Thomas, peygamberinin dirildiğine inanamaz; ikna olmak için İsa’nın çarmıhta almış olduğu yaralara dokunmak ister.

//php print_r ($fields); ?>
Cem Sancar romanları hakkında yazmak hem kolay hem de zordur. Kolaydır çünkü gerçeği tüm açıklığı ile ifade eder, dolambaçlı yollara, gereksiz süslemelere, uzun tasvirlere tevessül etmez. Gördüğünüzde büsbütün bir resim canlanır kafanızda. Zordur çünkü her cümle adalet terazisiyle kurulur ve kelimenin ötesinde birçok anlam barındırır.

//php print_r ($fields); ?>
Pek çoklarından duymuş, hikâyelerden okumuşuzdur: Hayatımı yazsam roman olur! Ne ki, kurmacanın içine bir ömrü, hadi diyelim bir ömrün parçalarını sığdırmak sanıldığı kadar kolay değildir. Evet, sahiden de, her insan anlatıcısını bekleyen bir hikâyedir; ama o anlatıcının “kendi” olması işi iyiden iyiye çetrefil hale sokar.

//php print_r ($fields); ?>
İskandinavya denilince insanın aklına pek çok şey gelir elbette. Artık bu çağrışımlar dizisine gönül rahatlığı ile eklenecek bir kavram daha var; İskandinav polisiyesi. İsveçli Hakan Nesser, İskandinav polisiyesinin dünya çapında on üç milyon satmış, başarılı yazarlarından.

//php print_r ($fields); ?>
Sanırım anne babaların günümüzde en çok dertlendiği ve sıkıntı çektiği konuların başında çocuklarının teknoloji ile bağımlılık derecesindeki ilişkisi geliyor. Çocuklarının önündeki ekrandan başını kaldırarak doğal bir şeylerle uğraşmasını arzulamak her büyüğün en masum isteklerinden birisi olmaya başladı.

//php print_r ($fields); ?>
İspanyol yazar Enrique Vila-Matas yola gazeteci olarak çıkmış, hem de dünyaca ünlü şahsiyetlerin röportajlarını çevirerek. İlki bir Marlon Brando röportajıymış. Genç Vila Matas, editörüne İngilizce bilmediğini söylemeye utandığı için, oturup hem soruları hem de cevapları yazmış. Uydurmuş anlayacağınız.

//php print_r ($fields); ?>
Gerçek okuma, bilincin kendini ötekileştirme tehlikesinden uzakta, kendi varlığını olumlayan, ona inanan ve her şeyden önemlisi kendiliğini değerli gören bir bilincin edimine dönüşmeli.

//php print_r ($fields); ?>
Romanda realizm denilince ilk akla gelen iki isim: Honoré de Balzac ve Gustave Flaubert. Sadece realizm noktasında buluşmaz bu iki büyük romancı. Romanlarında işledikleri konular da birbirine benzer. Hayat ve insana tutumlarında da benzerlikler bulabiliriz. Balzac’ın iddialı tutumu herkes tarafından bilinir.

//php print_r ($fields); ?>
Tatil sona erdi, okullar açılıyor; şehirler eski nüfuslarına kavuştu, yeni dizilerin ilk bölümleri görücüye çıkıyor, iddialı filmlerin fragmanları birer birer dönmeye başladı… Yayınevlerinden kitapçı raflarına doğru olan akışın hızı da “normale” dönmeye başladı; ne de olsa eylül ayı, yayıncılık sektörü için de bir “yeni sezon” başlangıcı kabul edilir.

//php print_r ($fields); ?>
Mustafa Nezihi Pesen, 1973 Bingöl doğumlu. Kendisini daha çok Fayrap dergisinden tanıyorum. Benden Önce Ölme (Ketebe, 2019) yazarın ikinci kitabı. İyi bir okuyucu olan Mustafa Nezihi, yazmaya ve bunları yayınlamaya biraz geç başlamış. Kitapta on dokuz öykü yer alıyor. Yazar, daha önce bir deneme kitabı neşretmişti. O kitapta okuyuculuğunun ipuçlarını az çok öğrenmiştik.
