Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Vonnegut iyi insanı ararken

Kurt Vonnegut, hep bildiği yoldan gitti; “bildiğini yazdı.” Bunu yaparken de metinlerinden ironiyi hiç eksik etmedi. Zaten büyük acıların ortasında kalan kalemi sağlam yazarların, ironinin âlâsını yapma hakkı hep saklı. Vonnegut, eserlerinde o hakkı sonuna dek kullandı. İroniyle beraber yürüyen mizah, onun perdeye değil de, perde gerisindekilere yoğunlaşma huyuyla birleşince ortaya, 20.



Anlatma arzusu

İnsan yaşadığı yere benzer derler, doğrudur. Doğup büyüdüğünüz yerde öldüğünüzde, sizinle beraber kocaman bir semt de doğup, büyüyüp yaşlanır sanki. Semt sizden önce de vardır, sonra da olacaktır elbette ama bu gerçek sizin gördüklerinizin, yaşadıklarınızın ve anlamlandırdıklarınızın biricikliğini değiştirmez. Büyüdüğünüz yeri unutmanız pek mümkün değildir.



“Yurtdışı” demeyelim isterseniz!

Kütüphaneler ve okur-yazarlık üzerine düşünen, dört yıl boyunca Borges’e kitaplar okuyan, Ahmet Hamdi Tanpınar hayranı Alberto Manguel’i hepimiz biliyoruz; hatta bu ismi, 2015 yılında bir söyleşi için geldiği Boğaziçi Üniversitesi’nde dinleme şansı bile bulmuştuk.



Ortadoğu’nun Carrie Mathison’ı

Elçin Poyrazlar, Gazetecinin Ölümü adlı ilk polisiyesinin ardından, Kara Muska ile okurlarının karşısına yeniden çıkıyor. Gazetecinin Ölümü’nde, Washington’da gelişen politik bir olayın izini sürerken tanıştığımız Selin Uygar karakteri, Kara Muska’da bu kez İstanbul’da... Selin  Uygar  aslında bir gazeteci.



BaşkaDünyalar // Rüya geçidi

Geçtiğimiz yıllarda kaleme aldığı Giddar ve Beşlerin Çağı adlı fantastik kurgu kitaplarıyla tanınan Erbuğ Kaya’nın yeni romanı <



Kabil'de dans, Paris'te ölüm

İlkokulda hepimize ilk öğretilen şeylerden biridir: Türkiye Doğu ile Batı arasında bir köprü görevi görmektedir. Bu sayede bir yanıyla Avrupa’ya eklemlenmeye çalışan Türkiye diğer yandan bir türlü Ortadoğulu damarından kurtulamaz. Bu yüzden bir Türkiyelinin Ortadoğu’yu görüşüyle, bir Avrupalının Ortadoğu’yu görüşü arasında bariz farklar vardır.

 



Kuzeyde bir Bildungsroman: Yazar olma meselesine bir bakış

Bir yazarın eserlerini okumanın değil de, onun hayatına dair bilgi sahibi olmanın daha cazip geldiği bir zamanda yaşıyoruz.



Hüzün ve öfkenin Şakıyan Sessizliği: Siyah Amerikalıların Şiiri

Ah Özgürlük, ah Özgürlük,

Ah Özgürlük, üzerimde benim!

Köle olmadan önce ben

Mezarıma gömüleceğim,

Ve eve Rabbim’e dönüp özgür olacağım!

 



Ophelia ölümleri

Trendeki Kız’ın başarısı, Paula Hawkins’in kapalı kapılar ardında domestik şiddeti yaşayan orta sınıf kadın okurla kurduğu kızkardeşlik duygusuna dayanıyordu.



Eskiyle yeni arasında, hiçbir yerde

Kitapların, işaret ettikleri dönemi aydınlatan ve –kurmaca bir yapı içinde olsa da– toplumsal olayları, onların yankılarını ve bireyler üzerindeki etkilerini kayda geçiren ve geleceğe taşıyan bir değeri var.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.