Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Kütüphaneler ve okur-yazarlık üzerine düşünen, dört yıl boyunca Borges’e kitaplar okuyan, Ahmet Hamdi Tanpınar hayranı Alberto Manguel’i hepimiz biliyoruz; hatta bu ismi, 2015 yılında bir söyleşi için geldiği Boğaziçi Üniversitesi’nde dinleme şansı bile bulmuştuk.

//php print_r ($fields); ?>
Bir yazarın eserlerini okumanın değil de, onun hayatına dair bilgi sahibi olmanın daha cazip geldiği bir zamanda yaşıyoruz.

//php print_r ($fields); ?>
Eduard Saxberger Viyana’da memur olarak çalışan yaşlı bir beyefendidir. Güzel bir kış günü mesai saatinin bitiminden sonra evine döndüğünde hizmetçisi kendisini genç bir adamın beklediğini söyler. Neredeyse hiç ziyaretçisi olmayan beyefendi şaşırır. Kendisini yazar olarak tanıtan genç adam, arkadaşları ile birlikte uzun süredir kendisi ile tanışmak için büyük bir arzu duyduklarını ifade eder.

//php print_r ($fields); ?>
Türker Armaner’in edebiyat hayatı Kıyısız (1997), Taş Hücre (2000) ve Dalgakıran (2003) adlı öykü kitapları ile başlamıştı. İlk romanı Tahta Saplı Bıçak’ı ise 2007 yılında yayımladı. Sonra, yazmayı bıraktığını düşündürecek kadar uzun bir sessizlik dönemine girdi Armaner...

//php print_r ($fields); ?>
Karlar Eridiğinde, Willo adlı bir çocuğun “kendi sesini bulmasının” öyküsü. 14 yaş ve üzerine hitap eden roman, bir yaş dönümü öyküsü gibi okunabiliyor fakat aslında “çocuk” olmanın mümkün olmadığı bir dünya resmediyor. Açlıktan ölen bebeklerin, derisi yüzülmüş cesetlerin ve işkenceye uğrama ya da donarak ölme ihtimalinin köşebaşında beklediği bir yer burası.

//php print_r ($fields); ?>
Nobel Edebiyat Ödülü’nün en güçlü adayları arasında sayılan Haruki Murakami, hiç kuşkusuz, Japonya’nın yaşayan en önemli ve en ünlü yazarı. Dünyanın hemen her köşesinde, –onlarca dilde– milyonlarca okuyucuyla buluşuyor. Türkiye’de de seviliyor Murakami romanları. 2004 yılından bu yana hemen her yıl yeni bir Murakami çevirisi mutlaka yayımlandı.

//php print_r ($fields); ?>
Şu an gözlerinizi kapamanızı istesem, acaba hangi duygular gelir içinize, ne hissedersiniz? Heyecan, merak, üzüntü, özlem… Belki de “abhiman”; yani, sevdiğiniz biri tarafından kalbiniz kırıldığında yaşanan acı ve kızgınlık. Duygunun kökeninde üzüntü ve şok var ama hızla şiddetli ve yaralanmış bir onura dönüşüyor.

//php print_r ($fields); ?>
Bu yazının yazıldığı sırada, Nobel Edebiyat Ödülü’nün tam olarak hangi tarihte açıklanacağı bile belirlenmemişti. Ancak bahis sitelerinde isimler sıralanmaya başlamıştı. Birçok kaynağa göre bu yılın (da) favorisi Japon yazar Haruki Murakami. Murakami’yi Kenyalı yazar Ngugi Wa Thiong’o ve Amerikalı yazar Philip Roth takip ediyor.

//php print_r ($fields); ?>
Yıllar yıllar önce Türkçeye çevrilen Bartleby ve Şürekâsı kitabıyla tanıdığımız İspanyol yazar Enrique Vila-Matas hatırı sayılır bir okur kitlesine ulaşmış, pek popüler olmasa da ismi okurlar arasında kulaktan kulağa fısıldanıp kitabı elden ele dolaşmış, yeni bir kitabının çevrilmesi içten içe umutla beklenir olmuştu.

//php print_r ($fields); ?>
İsmi çok aşina kimi ünlüler, haklarında en az şey bildiklerimiz olabiliyor. 20. yüzyılda doğmuş olup da Şarlo ismini duymamış olan var mıdır; üstünden dökülen takım elbisesi, şapkası, bıyığı ve koca pabuçları ile yarattığı Tramp tiplemesine şu veya bu şekilde rastlamamış olan? Peki kimdir Charlie Chaplin? Mesela nerelidir? Evet, cevabınız...















