Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Dünyanın vicdanı

Çok sevdiğiniz insanlar hakkında konuşması zordur. Sevginiz öyle bir taşar ki, kalbinizden yükselen heyecan dalgası nefesinizi keser. Kelimeler dilinizden dökülemez, dışarıdan bakana anlamsız gelecek birtakım jest ve mimiklere dönüşür. En azından benim için böyledir bu. Çok sevdiğiniz bu insan bir yazar ve siz de onun hakkında bir yazı kaleme alacaksanız durum pek fena.

 



Bir vicdan muhasebesi

Olayları başka biçimde ele alabilen, “herkes gibi olmayan”, “önyargısız ve daha adil” insanlarla tanışmak, iç dünyamızda yeni tartışmalar başlatmaktan öte bir işe yaramamış olabilir mi acaba?



1865'te Ben Bir Dilin Kıyısında Şiirle

Bir şiirin içinde tarihler geçiyorsa, şiirle tarih arasında kurulması elzem bağları hatırlarım ilk elde. Tarihsiz şiir de, şiirsiz tarih de muhaldir. Bilincimizin dehlizlerinde iki fiyakalı dedektif gibi dolaşır her ikisi de. Birini diğerinden ayırmak ne derece mümkün? Türkçenin tarihi şiirimizin de tarihi değil midir bir bakıma? Bu bağı nerede aramalı?



Kabusların izinde

Bertrand Russell’ın, eşzamanlı olarak okunabilecek Şeytan Banliyöde ve Mümtaz Şahsiyetlerin Kâbuslar



“Okurun özgür bırakılması gereken bir oyun”

1987 yılında Phosphore dergisine verdiği bir röportajda, “Bir yazar olarak işim, felsefenin temel meselelerini herkesin kolaylıkla anlayabileceği simgesel bir anlatımla erişilir kılmaktan ibarettir,” diyen Fransız yazar Michel Tournier’nin felsefi denemelerini içeren Düşüncelerin Aynası, yakın bir zaman önce Türkçede de yayımlandı.

 



Sert roman

Kriz ve çöküş anlarında insanların nasıl tepkiler vereceği, gayet normal olduğunu varsaydığımız davranışlarının ne yönde değişeceği ya da biz de o durumun içindeysek bunları kestirip kestiremeyeceğimiz büyük oranda belirsizdir.



Garipten de garip

Kurgusal dünyanın gariplikleri, delilikleri, dehası, dünyası, yaratıkları, mitleri... Sıralamanın sonunda gelecek isim Howard Phillips Lovecraft. Onun canavarları betimlemelerden fazlasıdır. Bu fazlalık sizin ona nasıl şekil verdiğinizle ilişkilenir. Ya kendindekinin hepsini bize vermez ya da cömert bir şekilde hayal gücünü paylaşmayı teklif eder.



“Havada kalan” öyküler

1918’de Berlin-Dada’ya yaptığı başvuru kabul edilmeyince, ertesi yıl bir manifesto yayımlayıp kendi sanat hareketi olan (bir kolajında kullandığı Kommerzbank’tan türettiği) “Merz”i tanıtıyordu Kurt Schwitters.



Soyu tükenenler

“Soykırım” kelimesinin gücünü ve muhatabını sorumluluk almaya zorlayan doğasını yadsıyan pek çıkmaz, fakat bu kavramı insan ırkı dışındaki canlılar için de kullananlarla nadiren karşılaşıyoruz. Oysa on bin yıl kadar önce Amerika kıtasındaki büyük memelilerin dörtte üçü yeryüzünden silindi. Bu toplu ölümlerin sebebi neydi peki?



Yeni Japonya’da bir genç

Japonya’nın, 1800’lerin ortalarından itibaren İmparator Meiji önderliğinde başlayan Batı’ya açılma hamlesi, ülke insanı için bir “sorun”a dönüştü. Bilimsel ve teknik anlamda yüzü Batı’ya dönük olmasına rağmen toplumsal bağlamda geleneklerine sımsıkı sarılan Japon halkı, Avrupa’dan gelenlerin bohçasındaki kültürle bir bocalama devrine girdi.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.