Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Şahane Bir Kitap Arşivi

Şahane Bir Kitap // En çok okunanlar



Celil Oker "Yenik ve Yalnız" oynamaya devam ediyor...

“Hava Kuvvetleri’nden müstafi, THY’den kovulma, kendisine saygısı olan hiçbir frequent flyer’ın adını bile duymadığı sekizinci sınıf charter şirketlerinde bile tutunamayan, MS Flight simülator manyağı, eski pilot, ex-kaptan, nevzuhur özel dedektif Remzi Ünal”, geri döndü...



Gerekirse evreni mahvetmeyi de biz biliriz!

Evet, başta da dediğim gibi, insanlık nice bin yılların, savaşların ve tüketim çılgınlığının ardından üretimden, sanattan, zaanatten, en önemlisi de topraktan kopmuş, dev paletlerin üzerinde yürüyen şehirlerde yaşamaya başlamıştır.



Naipaul bilmecesi, çözülür

"Naipaul’u niçin severim? Naipaul’un kitapları bugün ‘üçüncü dünya ülkeleri’ dediğimiz yoksul ülkelere, İngilizleşmiş Hintli bir Trinidadlının bakış açısıyla yaklaşır. Naipaul hem muhafazakar, tutucu ve kuralcı bir İngiliz’in bakış açısını büyük bir istekle kabul eder, hem de tam anlamıyla çok kimlikli, yersiz, yurtsuz, sürekli kimlik değiştirmiş, esnek biridir.



Osmanlı’da birey olmak ya da olmamak…

Bir yeniçeri düşünün ki, babasından kalan araziye el konulduğu için eline kalemi alıp divan-ı hümayuna başvurmakta... Ya da yiyip içtiklerini bile günü gününe yazan Balat şeyhi bir derviş karısının ölümünü yazmakta … Evlenmeyi reddeden entelektüel bir Osmanlı kadınının rüyalarına ne dersiniz peki?



Unutma, hayatı hatırla: Deniz Hüseyin Yusuf!

Bir süre önce mübadele döneminin edebiyata yansımaları üzerine küçük bir araştırma yapmıştım. Mübadelenin Türk edebiyatına yansıması o kadar cılız, Yunan edebiyatına yansıması o kadar büyüktü ki şaşırıp kaldığımı hatırlıyorum. Mübadelenin özel bir yeri de yoktu üstelik, toplumsal travmalarımızın hemen hepsi edebiyata çok ama çok az yansıyordu, tuhaf bir şekilde susmayı tercih ediyorduk.



Tarih, komploya açık bir yapıttır...

“Bir biçim, birçok bakış açısına göre düşünülüp anlaşılabildiği; kendisi olmaktan asla geri kalmaksızın, büyük bir görünüm ve çeşitli titreşimler ortaya koyabildiği ölçüde geçerlidir”, der Umberto Eco “Açık Yapıt”ta. Bir bildiri olarak ortaya çıkardığı ve sonrasında kuramsallaştırdığı “Açık Yapıt” düşüncesi içinde tek-yönlü, klasik kurgu ve yorum biçimlerini reddeder Eco.



Kötülük bir melekse, Dracula onun tanrılarından biridir

Rüzgar pencerelerin içlerinde, kapıların eşiklerinde inliyor, kurtlar uluyor gecenin en karanlık yerine doğru, ay ışığının soğuğunda kanat izleri görülüyor, uzaklardan tekinsiz kanat sesleri yükseliyor ve Kont Dracula yürümeye başlıyor en zayıf, en biçare, en korkunç rüyalarımızın içinde… Çünkü kötülüğü iyiliğin içinden, insandan ve tanrıdan ince ince ayırıyor Batı düşüncesi, kötülük insan kılı



Şehrazat'ın evlatları

Ne vakit Türk edebiyatının üzerine oturduğu modernleşme endişesi üzerine düşünsem, rüyalarım gelir aklıma. Sözde yetişemediğim hayati sınavlar; kaçırdığım vapurlar, otobüsler; yetiştiremediğim ödevler ve yazılarla dolu, dekoru farklı, ruhu hep aynı rüyalar...



Tennessee Williams’ın pırıl pırıl parlayan sönmüş yıldızı

Yayımcısı Levent Yılmaz’ın da pek güzel ifade ettiği gibi “mücevher pırıltısında” bir novella var elimde.



Cadı niye çarpar?!

Türk edebiyatının kanımca en “garip” yazarlarından biri Hüseyin Rahmi Gürpınar. Etkileyici, sürükleyici, mizahi ve bir o kadar karanlık fantastik romanlar yazmıştır. Neden? Fantastik diye bir şey olmadığını kanıtlamak, fantastiği ortadan kaldırmak için! Ömrünü ve edebiyatını; aklın, bilimin ve mantığın üstünlüğünü kanıtlamaya, dış-somut gerçekliğin mutlaklığını işaret etmeye adamıştır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.