Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Sivaslıların içinde büyüdüm. Komşularımızın tamamına yakını Sivaslı idi. Sonbaharın başında, Sivas’tan bir kamyon dolusu erzak gelirdi sokağa. Komşu hakkı olarak biz de payımızı alırdık. Kurutulmuş meyve ve sebzeler, pestil ve pekmezler, bulgur, madımak… Askerlik çağı geldi çattı. Beraber büyüdüğümüz Sivaslı arkadaşlara “sizden kurtuluyorum” diye latife yapıyorum. Altı kan kardeşim var.

//php print_r ($fields); ?>
Dünya savaşlarının geçtiğimiz yüzyıl boyunca Avrupa’ya yaşattığı travmanın izlerini sürebileceğiniz Kallocain şubat ayında Profil Kitap etiketiyle raflardaki yerini aldı. Eser verdiği yıllarda döneminin gelenekçi edebiyat kamusu tarafından pek rağbet görmemiş olsa da Karin Boye İsveç edebiyatının en önemli isimlerinden biri olarak kabul ediliyor.

//php print_r ($fields); ?>
Tüm edebi eserlerin kısa olması gerektiğine inanan ve bunu ‘şiirselliğe’ saygı olarak nitelendiren Edgar, 1838’de kaleme aldığı Nantucket’li Arthur Gordon Pym’in Öyküsü adlı kitabının başına gelenleri bilse ne yapardı peki acaba?

//php print_r ($fields); ?>
Ruhunuz... Bu âlemde, hangisi? Yalnız, tek, ayrı, başka, eşsiz, kayıp, yabancı… Çok defa iç sesimiz dış sesimize senkronize olamaz da duyumsarız bu kayıp hallerinden birini. Yalnızlığımız kadar ikna olup yarımlığımıza, asla olmadığımız o zamanı, o mekânı, o insanı ararız.

//php print_r ($fields); ?>
Ekranların en özgün dizilerinden biri olan Orange is the New Black, yazar Piper Kerman’ın anılarından uyarlanan bir hapishane dizisi. Çok karakterli ve parçalı bir yapıya sahip olan dizi, hapishane hayatına ve kadın mahkumların geçmişten yanlarında taşıdığı yüklere odaklanıyor.

//php print_r ($fields); ?>
EFSANELERDEN KURGUSAL EDEBİYATA EDEBİYATIN BAŞ KÖŞESİNDE: KEDİ
Bern’deki Paul Klee Müzesi’nde Klee’nin hayvanları konu eden eserleri sergileniyor. Klee’nin çektiği fotoğrafların döndüğü kısımda epey zaman kalıyorum, en az sergiyi gezdiğim süre kadar - fotoğraflar içime işliyor; sevgi dolu ve sakin. Ressamın deklanşörünün karşısında ise sadece kediler var.

//php print_r ($fields); ?>
Richard Brautigan ile ölümünden otuz yıl sonra, 2013’te tanıştım. Altıkırkbeş’in bastığı Karpuz Şekerinde, Kürtaj, Talihsiz Kadın, Babil’i Düşlemek, Çimlerin İntikamı, Japonya Günlükleri ve Big Sur’un Güneyli Generali kitaplarını yayınlanma tarihlerinin üzerinden çok zaman geçmeden edinip bir çırpıda okuduğumu anımsıyorum.

//php print_r ($fields); ?>
Aşağı yukarı son on yıldır Türkiye’de artan popüler tarih kitapları genellikle Osmanlı Devleti ekseninden yayımlandı. Osmanlı özelinde de 19 ve 20’nci yüzyıllar oldukça sık anlatılır ve kitapları basılır oldu. Bilhassa II. Abdülhamid ve etrafında dönen tartışmalar yeniden alevlenince haliyle bu durum bir kitap enflasyonuna ve bilgi kirliliğine yol açtı.

//php print_r ($fields); ?>
Bir haber bombardımanı altındayız. Görüntüler, infografikler, yıkılan şehirler, mülteciler, cinayetler ekranlardan zihnimize bir tsunami dalgası olarak geliyor. İdrakimiz doğal olarak aciz kalıyor zamanla ve kalplerimiz olan biten karşısında taş kesiliyor. Mustafa Kutlu’nun denemelerini bir araya getirdiği Fırtınayı Kucaklamak, tam olarak bu derdimizin şifasını gösteriyor bize.

//php print_r ($fields); ?>
Yaklaşık 10 aydır, SabitFikir’in “Özel Kütüphaneler” başlıklı bu sayfalarında belli özellikleriyle öne çıkan özel kütüphanelerin –özgün fotoğraflar eşliğinde– tanıtımlarını yapmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar ziyaret ettiğimiz her kütüphane hem fiziksel özellikleriyle hem de içerikleriyle etkileyiciydi, ama bu ay, gerçekten de “özel” bir kütüphaneyi ele alıyoruz.
