Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Reşad Ekrem Koçu dünden bugüne ve hatta yarına, hiç kuşkusuz, Türkçenin en önemli tarihçilerinden, araştırmacılarından, yazarlarından biri...

//php print_r ($fields); ?>
2010’da, New York’un meşhur, büyük sahaf ve kelepir kitapçısı Strand’den metroda okumak için Don DeLillo’nun White Noise’ını satın alan bir okurun dikkatini, kitabın önceki sahibinin kitabın içine aldığı notlarda komik bir dille yazarla dalga geçmesi, kavga etmesi dikkatini çekmiş.

//php print_r ($fields); ?>
Göç, ayrılık, travma, acı, savaş, yas… Bastıkları yeri inleten kelimeler bunlar. Sinemada, edebiyatta, müzikte, kısacası sanatın her dalında da sıkça rastladığımız temalar. Böylesine sık rastlaşma, bu zor yaşantıları bir sağaltma yöntemi olarak da görülebilir.

//php print_r ($fields); ?>
İngiliz dilinde “spy-fiction” olarak adlandırılan casusluk romanları, dünya edebiyatında kurgu romanlarının gerilim türü içerisinde, siyasi gerilim alt türünün bir çeşidi olarak kategorize edilir.

//php print_r ($fields); ?>
Bilgi, günümüzde her ne kadar dijital platformun malzemesi gibi görünse de, insanın yeryüzünde binlerce yıllık serüveninin kanıtı olan kağıdı ele alarak bilgiye ulaşmak bambaşka bir güzellik hiç kuşkusuz. Kitapların insan zihninde açtığı yolu ve kurduğu bağlantıları sözle betimlemek neredeyse olanaksız.

//php print_r ($fields); ?>
Tarihi ve insan ilişkilerini bir potada eriten, anlama ve hatırlamayı romanlarının merkezine koyarken doğduğu kent Ferrara’yı da anmadan geçmeyen, hatta neredeyse tüm kitaplarında memleketine yer veren, duygu sömürüsüne yönelmeden İkinci Dünya Savaşı’nın hayatında açtığı gedikleri kurmacayla bütünleyip okura seslenen, hayatta olmayanlar ve ötekileştirilenlerle yüzleşip kendi yaşamıyla bağ kuran

//php print_r ($fields); ?>
Sokaklar giderek sessizleşiyor. Korona virüsü nedeniyle tüm dünyanın kendini evlere hapsettiği zamanlardan geçiyoruz. Zorunlu gönüllülükle… Dünyaya sığamayan, giderek daha da sosyalleşen, evde durmaktan kaçınan insanlık evden çıkmaktan kaçıyor.

//php print_r ($fields); ?>
İçinde yaşadığınız dünyayı ve onun güncel gerçekliğini bir yandan deneyimlerken, aynı gerçekliği eşzamanlı olarak çağdaşınız bir yazarın gözünden okumak, okur ile eser arasında normalde olmayan bir ilişki kuruyor.

//php print_r ($fields); ?>
“Bir sözcük. Bereavement. Ya da Bereaved. Bereft. Sevdiğiniz birinin ölümü yüzünden acı çekmek. Eski İngilizcedeki, ‘yoksun bırakmak, elinden almak, el koymak, gasbetmek’ anlamlarına gelen bereafian sözcüğünden türetilmiş. Elinden almak. Yoksun bırakılmak. Herkesin başına gelir. Ama bunu tek başınıza yaşarsınız.

//php print_r ($fields); ?>
Kuşağım, yazdığı ne tür bir edebiyat eseri olursa olsun mekânın üzerine gitmekten, içine girmekten ve karakterlerini bu tanımlı boşluğun içerisinde bina etmekten hoşlanıyor. Romanda, öyküde ve şiirde onlarca kitapla sağlamasını yapabiliriz bunun. Bir adım daha öteye taşımak gerekirse, o sözünü ettiğim “mekânın” bir biçimde eve indirgendiğini iddia etmek boşa olmayacaktır.

















