Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Argo deyince aklımıza bir dizi kaba, galiz söz yığını geliyor. Her kötü söz otomatikman üzerinde argo yazan bir çuvala istifleniyor. Argoyu anlamak bu kadar kolay olsaydı bu sayfada yer vermeye, hakkında bir şeyler söylemeye değecek bir kavram olarak değerlendirmeye gerek olmazdı.

//php print_r ($fields); ?>
Geçtiğimiz yüzyılda, entelektüel ve manevî nüfuzları coğrafî sınırların ötesine geçen çok sayıda münevver ve mütefekkirle şenlendi gönül dünyamız. Asıl derdimiz, bu şahsiyetlerin Batılı ya da Doğulu olması değil ulaşıp şerh etmeye çalıştıkları hakikatten ne oranda pay aldığımız. Entelektüel bir yolculuğa çıkmak için sanat ve içerdiği hakikat oldukça kıymetli bir “yol azığı” hiç şüphesiz.

//php print_r ($fields); ?>
Kurt Vonnegut, Türkiye’de denemeleriyle pek gündeme gelen bir yazar değil. Geçtiğimiz yıllarda ilk kez yayınlanan mezuniyet konuşmaları Daha Ne Olsun’un birkaç baskı yapması sevindiriciydi. Şimdi yine, Algan Sezgintüredi çevirisiyle, bir başka denemeler toplamı okurla buluştu: Ülkesiz Bir Adam.

//php print_r ($fields); ?>
Köpekler İçin Gece Müziği’nin ilk baskısı Can Yayınları arasından 2014’te çıkmış. Yeni baskısıysa, Ocak 2020’de Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı. Bu arada üç baskı yapmış kitap. Faruk Duman dikkat çeken bir romancı… Köpekler İçin Gece Müziği’nin okuyucu üzerinde negatif etkiye neden olduğu söylenebilir. Roman bitince okuyucu merak içinde kalıyor. Bu arada epey hırpalandığını da düşünüyor.

//php print_r ($fields); ?>
Kurgu dışı romanın en büyük ustalarından Truman Capote bir gün bir kitap yazdı ve bütün hayatı değişti. Ama durun, anlatmaya en başından başlayalım… Yoksul bir ailenin oğluydu. Çocukluğu kendi deyişiyle, “tıka basa yokluklarla dolu bir yılan deliğinde” geçmişti. Ne ailesi vardı, ne konuşacak kimsesi. Sevgiye, umuda, geleceğe dair hayallere de yer yoktu o yılan deliğinde.

//php print_r ($fields); ?>
Hayat tuhaf tesadüflerle dolu… Son günlerde yapay insan meselesine takmış bir halde, Despina Kakoudaki’nin Robot Anatomisi kitabının Frankestein’ı ele aldığı bölümünü okurken, karşıma iki üretken akademisyenin kitabı çıkıverdi: Babam Sağ Olsun: Frankenstein 200 Yaşında.

//php print_r ($fields); ?>
Ertürk Akşun, son romanı Ve Kızın Adı Gece’de hem kendine, hem dönemimize hem de geçmişe dokunmuş. Bir kısmı 90’larda, diğer kısmı günümüzde geçen kitapta Ertürk Akşun, 70’lerin buhranlı dönemini de hikayeye katarak çok sesli bir senfoni oluşturmuş. Kelimelerle gerçeği, imalarla anlamı ve satır aralarındaki suskunlukla acıları anlatmış.

//php print_r ($fields); ?>
Zamanla pek bir korkutuculuğu kalmıyor, hatta sıkıcı hale bile gelebiliyorlar ama, benim lunaparklarda en sevdiğim kısım, korku tünelleri.

//php print_r ($fields); ?>
Alberto Manguel, edebiyata, tarih boyunca yazılmış olanlara, dünyanın geneline, insanlık haline karşı derin ilgisiyle, kıvrımlı, oyuncu, zengin yazı diliyle çağımızın önemli denemecilerinden biri. Borges’le, ömrünün başında (Borges’e kitap okuyarak) ve sonunda (Arjantin Milli Kütüphanesinin başına geçerek) kurduğu ilişkiyle de, en azından biz meraklılar için, önemli bir geleneğin sürdürücüsü.

//php print_r ($fields); ?>
