Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Pullar da ağlar

Hayatın büyük bir boşluk olduğu hissi, insanın kendini kendiyle karşı karşıya getirdiği en büyük imtihanı olmalı. Hal böyle olunca neye ihtiyaç duyuyorsak, cevaplarımızın içini onunla doldurmak mümkün. Tanrının işaretlerini aramak, hazzın tadını çıkarmak, zengin olmak, aşkı ya da komployu tasarlamak…

 



Tek başına bir adam

İngiliz asıllı ABD’li yazar Christopher Isherwood’un yarı otobiyografik romanı Hoşça Kal Berlin 1930’lu yılların Berlin’ini, Almanya’nın Nazi iktidarı öncesi durumunu, kısacası dekadans dönemini altı hikaye etrafında anlatan ilginç ve önemli bir roman. Kuşkusuz Isherwood’un yazarlığını da ‘ilginç’ ve ‘önemli’ sözcükleriyle nitelemek mümkün.

 



Ağaçlar'ın Dilinden Anlıyor Muyuz?

Ağaçlar’ın dilinden anlıyor muyuz? Yazıldığı dil Almancayı kastetmiyorum elbette, bu yazıda üzerinde duracağım dil evrensel, doğanın dili. Peki ağaçların sesine kulak vermemize vesile olan şey ne? Bir kitap. Hermann Hesse’nin bütün eserlerinin bulunduğu 20 ciltlik baskıdan Volker Michels tarafından derlenmiş Ağaçlar dilimize çevrilerek Kolektif Kitap etiketiyle okura sunuldu.



Anneler, şairler ve başka şeyler

İnkar etmenin alemi yok, tuvalette kitap okuduğunuzu biliyoruz. Peki, bir tuvalette 13 gün mahsur kalacağınızı bilseniz yanınıza hangi kitabı alırdınız? Siz düşünedurun, Roberto Bolaño’nun Tılsım’ında Auxilio Lacouture, başına geleceklerden habersiz üniversitenin tuvaletinde Pedro Garfias’ın şiirlerini okuyordu.



Sabah, öğle, akşam aç karnına!

Sakın bu kitabı (hatta bu yazıyı) tok karnına okumayın, midenizdeki her şey fazla gelebilir! Huzursuz edici Uzak Doğu korku filmlerinden birinde kahraman hep genç kalmak uğruna insan ceninli dumpling yapıp yiyordu (Three Extremes: Dumplings).



İçimizdeki iblis: Kibir

Ingeborg Bachmann, “Faşizm iki insan arasındaki ilişkide başlar,” sözünü 1973’te söylemişti. Üzerinden beş yıl geçtikten sonra Iris Murdoch’un Deniz Deniz romanı yayımlandı. Türkçeye yakın bir zaman önce çevrilen roman, faşizmin, birinin öteki üzerinde kurduğu tahakkümün nasıl da “iyi niyetli” bir görünüme bürünebileceğini gösteriyor.



Sonsuzluk yanılgısı

Hayaller ve düşünceler sonsuzluğa dair olabilir. Bir şeyi düşlemek ya da düşünmek sonsuz gelebilir. Oysa hayat, günlerimiz; hep sınırlı, hep sonlu. İnsan varoluşuna dair her şeyin bir sonu var. Mutlulukların, üzüntülerin, aşkların, tutkuların, alışkanlıkların, hayatın... Marcel Proust oldukça gençken yazdığı öykü kitabında en çok bunu söylüyor sanki: Günler biter, hazlar biter.



Yorgun ve yıkılmış bir köprünün anlattıkları

Cennettin Dibi ve Cehenneme Övgü kitaplarıyla en azından bir kuşağın ezberini bozmuş olan Gündüz Vassaf, bir söyleşisinde Mostar Köprüsü’nün yıkılışından sonra halkın üzüntüsünü şöyle anlatıyor: “Adını hatırlamadığım bir yazar, ‘Aramızdan kardeşlerimiz, annelerimiz, babalarımız öldürüldü.



Hobi olarak şiddet

İş zorunluluk değildir, insan kendini yaptığı işlerle gerçekleştirir diye diretiyor elektrik işçisi Hans'ın sabahtan akşama zarf yazarak geçinmek zorunda olan annesi. Ama asıl kendini gerçekleştirme, bir insan diğerinin kölesi olmadığında mümkündür. Ancak savaş sonrası Avusturya bambaşka bir yer. Sosyalist anlayışlar rağbet görmüyor, 12 Şubat 1934 unutuldu bile.



Büyük mali kriz, nedenleri ve sonuçları

The Great Financial Crisis Causes and Consequences
John Bellamy Foster & Fred Magdoff, Monthly Review Press, 2009, 160 sf.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.