Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
Ebru Ceylan’ın Konuşan Resimler serisinin üçüncü sergisi “Ebedî - Edebî” 5 Mayıs - 20 Mayıs tarihleri arasında Beşiktaş Fulya Sanat’ta...

//php print_r ($fields); ?>
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Behçet Necatigil’in doğumunun yüzüncü yılı için bir sempozyum düzenliyor.

//php print_r ($fields); ?>
Türk tiyatrosunda mültecileri ele alan ilk oyun olarak tanıtılan Radyonun İçindekiler, 6 Nisan’da İstanbul Şehir Tiyatroları Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde izleyiciyle buluşuyor.

//php print_r ($fields); ?>
Kurbağalara İnanıyorum, Barış Bıçakçı, Behçet Çelik ve Ayhan Geçgin’in edebiyat ve hayat üzerine yaklaşık bir sene süren yazışmalarından oluşuyor. Bildiğim kadarıyla ilk kez deneniyor bu: Yazınsal bir tür olarak “e-posta”yı tartışmaya açmış oluyorlar aynı zamanda. Diğer pek çok şeyle birlikte…

//php print_r ($fields); ?>
2000 yılında Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. Aynı yıl Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü’nde yüksek lisans çalışmalarına başladı. 2003 yılında “Bilge Karasu’nun Gece’sine Metin ve Okur Odaklı Bir Yaklaşım” başlıklı teziyle yüksek lisans derecesini aldı ve aynı bölümde doktora çalışmalarını sürdürdü.

//php print_r ($fields); ?>
Süper kahramanlara has olağandışı bir yeteneğim bulunsa, bunun görünmezlik olmasını isterdim hep. Görünmeden görmenin, gözlemlenmeden gözlemlemenin tanrısal bir yanı bulunduğu muhakkak. Siz başkalarını gayet iyi tanırken onlar için bir muamma olarak kalmanın size sosyal yaşamınızda avantaj sağlayacak konforlu bir yanı var.

//php print_r ($fields); ?>
“2000'li yıllardan sonra Türkçe edebiyatın kendisine yeni bir yol çizmeye başladığı bir gerçek. Genel anlamda hikaye ve roman türlerini göz önünde bulundurarak bu döneme ilişkin bir durum tespiti yapınca, eserlerde bazı ortak temaların ve kurguda bazı ortak arayışların ön plana çıktığını görüyoruz.”

//php print_r ($fields); ?>
Her yılbaşı olduğu gibi, o yılbaşı da, tutamadığımız sözler verdik kendi kendimize. Ocak ayı boyunca ite kaka sürdürebildiğimiz, belki şubata ancak sarkabilen kararlar... Ama o yılbaşı, her zamankinden daha büyük kararlar almış, sözler vermiş olabiliriz; ne de olsa yalnızca bir yıl değil, bir yüzyıl da değiştiriyorduk. Hepimiz için bir ilkti.

//php print_r ($fields); ?>
Çocukken, ergenken, hatta zaman zaman yetişkinken sevginin gücünü anlatan hikayeler dinleriz. Benim çocukkenki sevgi hikayem dedemin yaşadığı gerçek bir olaydı. Dedemi tanıma şansım olmadığı için annemden dinlemiştim. Dedem annesi yerine koyduğu anneannesinin ölüm haberini aldığında, yaşadıkları yerden uzakta, daha büyük bir nahiyede ortaokulu okuyormuş.

//php print_r ($fields); ?>
Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. İlk soruyu da o yazar üzerine çalışmalar yapmış bir isme yönelttik. Öyleyse soruyoruz: Siz Jonathan Franzen'ı niçin okuyorsunuz?
