Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Türkiye edebiyatının son zamanlarda bir hayli örselenmiş olan romancılığına merak salmış Nükhet Eren'in ilk romanı, geçtiğimiz yaz aylarında matbaadan çıkmıştı; okuruna kavuşmuş olmasını dileriz. (Eren, daha önce Saflık Örtüsü başlıklı bir hikaye kitabı, daha sonra da Mayıs Falı başlığı altında şiirlerini yayımlamıştı.)

//php print_r ($fields); ?>
Usta öykücü deyip geçmek işin kolayı. Bu yazının konusu olacak Mürekkep’i de dahil edersek tam sekiz öykü kitabından bahsediyoruz. Yazarın denemelerinden oluşan kitabını, edebiyat teorisi ve kavramlar üzerine yazdıklarını saymıyorum daha.

//php print_r ($fields); ?>
"Görülmeyen adam"ı biz Türkiye'de çok gördük. Yalnızca erkek değil, kadın olanını da. Esmer tenli olduğunu, adabımuaşeret dediğimiz şeye istediğimiz gibi uymadığını ya da yolda yürümeyi bilmediğini söyleyerek ona isimler taktık.

//php print_r ($fields); ?>
Eluned Summers-Bremner, Uykusuzluk adlı kitabında uyuyamamanın altında yatan nedenleri enine boyuna inceleyip bir soru sormuştu: Uykusuzluk bir tercih mi, yoksa hastalık ya da kaçıklık mı?

//php print_r ($fields); ?>
Anneannesinin Ermeni olduğu gerçeğini yıllar sonra öğrenen avukat Fethiye Çetin, bu gerçek yaşam öyküsü üzerine kurduğu anlatısı Anneannem’de, anneannesi Seher’in –asıl adıyla Heranuş’un- torunlarına anlattığı bir Ermeni masalını aktarır.

//php print_r ($fields); ?>
Uzun bir günün sonunda apartmanın kapısını açıp içeri giriyorsun. Kendini bir an evvel eve atmanın telaşıyla, hızlı adımlarla ilerliyor ve hemen girişte yan yana dizili posta kutularının önünden kafanı dahi kaldırmadan geçiyorsun. Sana ait posta kutusunun üzerindeki 5 rakamının boynu bükük.

//php print_r ($fields); ?>
Düşüncemizin sınırı dildir. Bildiğimiz yabancı diller gibi değil, ne kadar çok bilirseniz o kadar geniş düşünebilirsiniz gibi değil. Bir bilme durumundan bahsediyorum. Biz insanlar bir şeyi bilmek, bir şeyi hayal etmek, anlatmak, anlamak için dilimizle mahdut vaziyetteyiz. Adı konulmamışı düşünmek, sözlüğe girmemişi konuşmak, velhasıl dilimize düşmemişi zihnimize sokmak ne mümkün..

//php print_r ($fields); ?>
Betonun hay huyundan uzaklaşıp ota toprağa yürüdüğünüz oluyor mu? Olmuyordur. Çünkü ot da, toprak da kalmadı; kalanlarsa ne otluğunu ne de topraklığını biliyor. Ot yozlaşmış, toprak ise çamur olarak yaşamaktan yana. Elbette kentlerden söz ediyorum, kentleşmeyi reddeden uygarlıklarda şiir ve doğa hâlâ hayata egemen.

//php print_r ($fields); ?>
Biz "ötekilerin" hikayesini kendi hikayemizden önce öğrendik. Eğer hayatımızın özetini isteselerdi, söylenebilecek en kısa ve gerçeğe en yakın cümlelerden biri böyle kurulurdu kanısındayım.

//php print_r ($fields); ?>
Bazı kitaplar hakkında yazmak güçtür. İki açıdan. İlki yazarın birikimi ve uzmanlık alanının genişliği, ikincisi ise kitabın ilgi alanının genişliği. Elimizde her ikisini de kapsayan bir kitap varsa, varın siz düşünün.
