Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
Tibor Fischer 1959 İngiltere doğumlu, Macar asıllı bir yazar. 1992’de yayımlanan ilk romanıyla başarılı bir giriş yapıyor edebiyat dünyasına. Under the Frog adlı o roman, meşhur Booker Prize’ın kısa listesine girebilen ilk çıkış kitabı olma şerefine nail oluyor.

//php print_r ($fields); ?>
Dünyaya fırlatılmışlığında insanın, bir şeyler saklıdır. Bu fırlatılmışlığın gölgesinde dünya ürkütücü, hayaletimsi bir ormandır ve varlığın buradalığı olarak mevcudiyet, dünyanın gizemli karakterine karşı “tekinsiz” hisseder. Bu fırlatılmışlık dünyanın kuytudaki mevcudiyetinden mi gelir, yoksa dünyanın ürkütücülüğünün sebebi bu fırlatılmışlık mıdır bilinmez.

//php print_r ($fields); ?>
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Kadın Hakları ve Sorunları Araştırmaları ve Uygulama’nın, 3-4 Kasım 2016 tarihlerinde birincisini düzenleneyeceği Kadın Araştırmaları Sempozyumu “Edebiyat ve Sanatta Tarih Dışında Bırakılanlar” başlığını taşıyor.

//php print_r ($fields); ?>
İstanbul, 18-27 Aralık 2015 tarihleri arasında Harbiye Askeri Müze’de yeni bir festivale ev sahipliği yapıyor: Üç Tutku - Kitap Kahve Çikolata Festivali.

//php print_r ($fields); ?>
Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. İlk soruyu da o yazar üzerine çalışmalar yapmış bir isme yönelttik. Öyleyse soruyoruz: Siz J. M. Coetzee'yi niçin okuyorsunuz?

//php print_r ($fields); ?>
Ünlü İngiliz aktör Benedict Cumberbatch’un Noel Baba’ya içten ve sempatik bir dille yakardığı mektup, 7 Aralık Ulusal Mektup Yazma Günü çerçevesinde Thom Yorke ve Annie Lennox gibi diğer birkaç ünlü sanatçının mektuplarıyla birlikte Yaşayan Mektuplar Projesi kapsamında yayımlandı.

//php print_r ($fields); ?>
İtiraf edeyim, Türkçe edebiyattan ya da dünya edebiyatından kalemlerin, özellikle de edebiyatçıların yazdığı denemelerin hasretiyle yaşarım. Çünkü her şeyden önce, çok az yazılırlar ve çok daha azı çevrilir dilimize. Oysa edebiyat dediğimiz sonsuz boşlukta rastgele gezinirken soluklanacak, nerede olduğunuzu, neleri, ne sebeple okuduğunuzu size anlatacak kalıcı, sabit duraklardır onlar.
