Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
İhtiyarların "lisan-ı münasip" dediği, uygun bir dille anlatma illeti edebiyatın omurgasına çökmüş, çökmek ne kelime, bildiğin belini kırmış ve neredeyse yazının icadından beri halkı halktan korumak için devlet süspansiyonuyla steril, ana sütü gibi faydalı ve uyku getirici, terbiye sınırlarına çekilmiş bir forma sokmuştur.

//php print_r ($fields); ?>
SabitFikir'in de medya sponsorları arasında yer aldığı 34. Grafik Tasarım Sergisi 13 Kasım'da Mimarlar Odası Karaköy Binası’nda açıldı.

//php print_r ($fields); ?>
Bu dünyadan kurtulmak ve diğer dünyalara uçmak! İşte fantastiğin çıkış noktası. Kulağa sınırsız ve çılgınca geliyor, biliyorum. Ama gel gör ki tam olarak sınırsız bir hareket değildir fantastik yazarının yaptığı. Aklın aradığı en uç noktalara doğru kontrollü bir gidiştir onunkisi.

//php print_r ($fields); ?>
Mattis'in hayatı hem en eski hem en iyi arkadaşı olan ablasıyla (Hege) oynadığı iki kişilik bir oyun gibidir. Benzer diyaloglar, durmadan doğup doğup batan güneş, mevsim geçişleri... Alışkanlığın verdiği duyarsızlıkla mutludur. Fakat ani bir aydınlanmayla, Hege'yi kaybedersem ne yaparım, endişesine kapılır. İki kişilik bir oyun oynamanın işte böyle riskleri vardır.

//php print_r ($fields); ?>
Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. İlk soruyu da o yazar üzerine çalışmalar yapmış bir isme yönelttik. Öyleyse soruyoruz: Siz Zabel Yesayan'ı niçin okuyorsunuz?

//php print_r ($fields); ?>
Geçtiğimiz yıllarda bir dizi etkinlik için Türkiye’ye gelen ama bugüne dek hiçbir kitabı Türkçeleştirilmeyen Kolombiyalı yazar Armando Romero’nun Cajambre Nehri, İdil Dündar’ın çevirisiyle bizlerle buluştu.
