Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Ağlamak İçin Vakit Yok

Ağlamak için vakit yok. Yannis Ritsos’un Rumluk şiiri üstüne tek bir tümce kurmam istenseydi bunu söylerdim. Ritsos Rumluk’u Yunanistan’daki içsavaşa ve öncesine denk gelen 1945-1947 yıllarında yazmış.



Cinsel politikaları anlamak ister misiniz?

Erkek romancılar tarafından yazılmış, zengin hayal gücünün ürünü, muhteşem kadın kahramanlardan yana bir kıtlığımız yok (Gustave Flaubert’in Madam Bovary’sini, Henry James’in Bir Kadının Portresi’ni, Norman Rush’ın Çiftleşme’sini veya Ian McEwan’ın Kefaret’ini düşünelim mesela) ama kadın kahramanlar hakkında yazmak hakkında yazan erkek romancı örneği az.



Aşk Hocası Aşktan Sınıfta Kalıyor...

Konu aşk olunca kimin ilgisini çekmez ki? Hele bir de aşktan ikmale kalmaktan söz ediliyorsa... Çünkü ikmale kalıyorsanız, geçme umudu da var demektir ki gene herkesi ilgilendirir. Gerçekçi olalım: Romanlarda, filmlerde rastladığımız kusursuz aşka hep imreniriz ama bunu yaşayabilmiş kaç kişi vardır? Hep bir yerlerde sorun çıkmıştır.



Libidosu yüksek ailenin romanı

Boşluğun Sesi, Batı romanındaki belli başlı kahramanları, Antalya'da, üç kuşağa ait bir aile hikayesinde misafir ediyor.



Rus Devrimi’ni Anlamak

Otuz yıllık yaşantısıyla Rus edebiyat tarihine adı “holigan şair” olarak geçmiş olan Sergey Yesenin köylü bir ailenin çocuğuydu. Yüzyılın en büyük olaylarından biri olan 1917’deki Rus Devrimi’ni, içlerinden yetiştiği köylülere daha iyi bir hayat getireceği umuduyla ve coşkusuyla karşılamıştı.



'Sinir' hastalıkları ve pipilere dair

Biraz kişisel olacak ama bir bağı var diye anlatacağım.



"Yapma ya, Roussel bu!"

“Tesadüf, Tanrı’nın fark edilmeden geçip gitmek için büründüğü biçimdir,” diyor Jean Cocteau. Bu bağlamda bir hikaye anlatmama izin verin.



Bir Auster vardır Auster'da Auster'dan içerü

Herkes kendiyle ilgilenir ama sadece bazılarımız kendiyle ilgilenmeyi iş edinir. Paul Auster'ın durumunu özel kılan şey, kendiyle çok fazla ilgilenmenin ona kendiyle çok fazla ilgilenmemesinin daha iyi olacağını öğretmesi. En azından İç Dünyamdan Notlar'dan çıkan sonuç bu. Zihnimiz söz konusu olduğunda bırak dağınık kalsın demek en iyisi yoksa kafayı yemek işten bile değil.



O bildik düşüyorum duygusu

Julian Barnes’ın karısı Pat Kavanagh’a beyin kanseri teşhisi konduğunda çift 30 yıldır birlikteydi. Pat, 37 gün sonra öldü. Julian ona adadığı bu kitabı ancak beş yıl sonra yazabildi.



bir kısa bir uzun

bir cümlecik yer aldığı mecraya göre anlam değiştirebiliyor. sabit fikir’in geçen sayısının kapağındaki 'kadının kalemle imtihanı' sözü de bana nihan kaya’nın aynı başlıklı makalesinden çok farklı şeyler düşündürüp zihnime bir sürü isim üşüştürdü.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.