Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
1956 ve Küçük Adam, ünlü Macar yazar Spiró György’nin dilimize kazandırılan ilk yapıtı olduğu için, öncelkile, yazardan kısaca bahsetmekte yarar var sanırım. 1946 yılında Budapeşte’de dünyaya gelen György, Eötvös Loránd Üniversitesi’nde (ELTE) Macar ve Slav dilleri bölümünde okudu, gazetecilik ve sosyoloji üzerine çalışmalar yaptı.

//php print_r ($fields); ?>
İmkansızın Şarkısı'nın satırlarında tanıştığımız Toru Watanabe ile Naoko, The Beatles'ın "Norwegian Wood" şarkısını dinlerken üniversite yıllarına dönüyor, biz okurlar ise kendimizi Tokyo sokaklarında hissediyorduk.

//php print_r ($fields); ?>
Tamer ve Caner Karataş ile söyleşi: Bir harikalar diyarı olarak taşra
Ayşe ÇAVDAR

//php print_r ($fields); ?>
Kadın Kadına Öykü Yarışması "Ses" temasıyla 10. kez kadınların öykülerine yer veriyor. Kaos GL Derneği’nin 2006 yılından bu yana sürdürdüğü yarışmanın bu yılki öyküleri için son başvuru tarihi 17 Nisan 2015.

//php print_r ($fields); ?>
İngiliz edebiyatının en ünlü sahnesi deyince birçoğumuzun zihninde balkondaki Juliet ile bahçedeki Romeo'nun ay ışığı altındaki buluşmaları canlanır. Ama bu sahnede büyük bir problem var. Zira William Shakespeare'in kaleme aldığı Romeo ve Juliet metninde "balkon" kelimesi hiç geçmiyordu.

//php print_r ($fields); ?>
Yazar George R. R. Martin ve dizinin senaristleri D.B. Weiss ve David Benioff'un dizinin yeni sezonunda, kitapta yer almadığı halde, bazı karakterleri öldürmeyi planladıkları ortaya çıktı.

//php print_r ($fields); ?>
Bir mekanı şekillendiren şey onun içine giren varlığın mıdır? Tesadüfen bir yerde bulunmakla, tesadüfün de bir sorumluluğa dönüştüğünü kabullenmekle yüzleşmek, aslında hayatın yeryüzünü tamamen ele geçirdiğini çok evvelden bilmekle bir ilgisi olabilir mi? Bunca kalabalıkta toplam kaç ömür bir insan edecektir?

//php print_r ($fields); ?>
Bizim edebiyatımızda “kötü” yok mu? Edebiyatımızda neyin olmadığına dair yorumları sık sık duyarız. Genelde olmayan üzerine, eksik üzerine düşünmek adettendir. Edebiyatımızın eksikleri, çocukluğu, büyümeyişi, taklit oluşu… Bunlar çoğaltılabilir. Eksiklik görme temayülü zaman zaman rahatsızlık verse de bu tezlere karşı çıkmak çok da kolay değil.
