Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
2011 yılında yayımladığı Sin (Günah) adlı romanıyla Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü'nü kazanan ve geçtiğimiz günlerde Kıyamet adlı romanının yayınlanmasıyla Türkçe okuruyla da buluşan Karadağlı yazar Andrej Nikolaidis, Kobane'de yaşanan olaylarla ilgili bir açıklamada bulundu. Yazarın açıklaması şöyle:

//php print_r ($fields); ?>
Sonbahara “hazan mevsimi” adını takanlar, ne doğru söylemişler. Hüzün, neredeyse üstümüze giydiğimiz ikinci bir ceket gibi alışkanlıkla sarıveriyor bugünlerde bizi. Kelebek, bütün gün hülyalı hülyalı Françoise Sagan’ın, Merhaba Hüzün adlı novellasının giriş pasajını tekrarlayıp duruyor; “İçimde garip bir hüzün var.

//php print_r ($fields); ?>
Uluslararası edebiyat sahnesinin kuşkusuz en önemli ödülüdür Nobel. Çok eskilere, ta 1901'e dayanan geçmişi ve William Faulkner, Ernest Hemingway, John Steinbeck, V.S. Naipaul, Doris Lessing gibi şöhretli kazananları kadar her yıl açıklanmasının öncesinde ve sonrasında kopan fırtınalar da bu ödülü bu kadar popüler kılan nedenlerden.

//php print_r ($fields); ?>
Alkol, fuhuş, cinayet, acı... Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sını bir müzikalin neşesi ile yan yana getirmek biraz zor olabilir ama birileri bu zorluğu aşmaya çoktan niyet etti bile.

//php print_r ($fields); ?>
1923 yılından bu yana yayın hayatını sürdüren Fransa'nın saygın edebiyat dergisi Europe, 2014 yılı Mart ayı sayısında "İstanbul'un Sesleri" adı altında İstanbullu şair ve yazarların yapıtlarını okuyucularıyla paylaştı. Türkiye'de yayınlanan Şiirden dergisi de bir sayısında Fransız şairlerin eserlerine yer vermişti.

//php print_r ($fields); ?>
İnternet çağıyla serpilen neslin, entelektüel hiyerarşi hususunda nasıl bir etki yaratacağı bugünün en lezzetli tartışma konularından. Kimileri daha çok bilgiye erişim sağlamanın okur-yazar, düşünür-takipçi ilişkisindeki dikey yapılanmanın kökünü kazıyacağını söylüyor, bir kısım ise internetin gereksiz bir bolluk sunarak kirliliğe ve kafa karışıklığına yol açıp açmadığını tartışıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Tıpkı Kafka gibi kıymet-i harbiyesi sonradan anlaşılanlar tayfasından biri Ahmet Hamdi Tanpınar. Hani en yakın arkadaşlarının bile pek ciddiye almadığı nam-ı diğer Kırtipil Hamdi. Evet, bu lakabı ona en yakın dostlarından biri olan Nurullah Ataç takmış. Çünkü kılığına kıyafetine pek özen göstermeyen, beş parasız, sıradan biri Ahmet Hamdi...

//php print_r ($fields); ?>
Peanuts ve Schulz ile tanışmamı hiç unutmuyorum. Ortaokula gidiyordum; İzmirliler bilir, o zamanlar ikinci el yabancı dil kitapların çoğu Alsancak'ta, Sevgi Yolu'ndaki sahaflarda bulunurdu.
