Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



ne kızıl ne feminist

kendisi de ikd’li olan emel akal’ın 1980 öncesinin güçlü kadın örgütü ilerici kadınlar derneği’ni anlattığı kızıl feministler adlı kitabı, bu kez iletişim yayınları tarafından yayımlandı. bu çalışmanın birçok noktada sorunlu olduğunu düşünüyorum.



Bir öykü, bir sahne ve iki farklı eser

90'lı yılların sonlarına doğru birkaç yayınevi bir araya gelerek “Kelepir” adlı kitap mağazaları kurmuşlardı. Genellikle büyükşehirlerde ve üniversitelerin yoğun olduğu kentlerde açılan bu kitapçılarda yayınevleri, stoklarındaki kitapları oldukça uygun fiyatlara satarak eritiyorlardı. Hatta kapısına çoktan kilit vurmuş yayınevlerinin kitaplarını da burada bulmak mümkündü.



“Varlık ve Olay” – “Dünyaların Mantıkları”

Alain Badiou’nun İngilizce çevirisi 2007’de çıkan yapıtı Varlık ve Olay’ın (Being and event, Continuum Publisher), sabırsızlıkla beklenen II. Cildi Dünyaların Mantıkları (Logics of worlds, Continuum, 2009) da yayımlandı.



Kimin için yazıyoruz?

"Sanat sanat için midir? Sanat toplum için midir?" sorularının birçoğunuza lise sıralarını hatırlattığının farkındayım. Bugün çözümsüz görünen bu soruyu arkamızda bırakmış olsak da benim kafamı hala kurcalayan başka bir soru var: Kimin için yazıyoruz?

 



Kafka'nın fareleri

Zadie Smith’in denemelerinin yer aldığı Bugün Farklı Düşünüyorum’u okurken, gülümseyerek ilk altını çizdiğim cümle şuydu: “Okuyucular, iflah ol



Kanlı dudaklarımızda bir şarkı vardı

İnlemeler, feryatlar ve çığlıklar havayı bir kılıç gibi yırtıyor.Tan kızıllığına boyanmış, parçalı bulutlu bir gökyüzünün altındaVolga alabildiğine uzanıyor.



Bir "yalnızlık yeri" olsa herkesin...

İnsanın mekanla ilişkisi, hayatı boyunca diğer binlerce şeyle kurduğu türlü türlü ilişkiye kıyasla en derin, en mahrem, en şaşırtıcı, en duygusal ve belki de insana dair en çok şeyi açık eden ilişki gibi geliyor bana...



Karadeniz'de kadın olmak

Büyüdüğü coğrafya insanın kaderini belirler; inancınız, kimliğiniz, beden kuvvetiniz, dünyaya bakış açınız onunla şekillenir. Sevseniz de sevmeseniz de toprağınız hayatınızın bir yerinde sizi çeker. İnsan hikaye arar kendisine, merak eder. Tanışırken ilk sorduğumuz sorulardan biridir "Nerelisin?". Kan çeker deriz, toprağım deriz.



Bir göç esintisi

Sayfiye, adına tatil dediğimiz tatlı bir yolculuğu anımsatır akla düştüğünde. İlk yazın serin balkon sefalarına, denize gitmek için yapılan hummalı hazırlıklara, iki ağaç arasına kurulan hamak uykularına iç çektirir sonra. Deniz yorgunluğu, pike altında öğle uykusu ve tembelliğin haklı çekiciliği, tadını bir kez almış kimselerin içini ağır usul sayfiyeye kaydırır.



Tanrı Kiergegaard'la Ne Kastetmiş Olabilir?

“Hayatım insanları haberdar kılmak için hesaplanmış bir vecizedir”

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.