Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
TÜYAP Tüm Fuarcılık ve Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliğiyle bu yıl 5'incisi düzenlenen Diyarbakır Kitap Fuarı, 25 Mayıs Pazar akşamı sona erdi. Fuarı altı günde 98 bin 500 okur ziyaret etti.

//php print_r ($fields); ?>
Kent meselesi çoktandır gündemimizde. AB’nin yayımladığı son ilerleme raporunun ilk kez kültürel miras konusuna geniş yer ayırması boşuna değil. Raporda özellikle kültürel mirası korumaya yönelik ciddi adımların atılması gerektiği ve kamuya karşı şeffaf bir süreç yürütülmesinin şart olduğundan bahsediliyor. Kentlerimizde bir şeyler oluyor. Peki nasıl bu hale geldik?

//php print_r ($fields); ?>
“Ve ayaklarının altında, derin darbeler, kazma darbeleri devam etmekte idi. Bütün arkadaşları orada idiler, sanki kendisini her adımda takip etmekte idiler. Şu pancar fidanının altındaki iki büklüm çalışan Maheude değil mi idi? Sağda, solda, daha ileride, buğdayların, genç ağaçların altında başkalarını fark eder gibiydi.

//php print_r ($fields); ?>
Sansür hayatın her alanına yayılmış bir uygulama halini almıştır.

//php print_r ($fields); ?>
Alice, harika sandığı dünyaya uzanan macerasında simetrinin tüm nimetlerinden yararlanır; karşılaştırma ya da yüzleştirme kimyası diyemeyeceğimiz, izotop olmayı reddedip izomerlik seviyesinde bir kafa bulantısı yaratma ve buradan elde edilen hayal paradokslarıyla “gerçek hakkında bilemediklerimiz” listesi oluşturma çabası, Alice’i bin türlü acayip yaratıkla buluşturur.

//php print_r ($fields); ?>
Bireyselleşme ve Demokrasi: Gezi Fenomeni adlı kitaplarıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettikleri iddiasıyla Nurten Özkoray ve Erol Özkoray’a açılan davanın ilk celsesi dün (22 Mayıs), saat 10.00’da İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

//php print_r ($fields); ?>
"Kol kırılır, yen içinde kalır." Dışarıdan reklam filmlerindeki kadar mutlu mesut görünen ailelerin "içini bilemezsin" denilen içi deşildiğinde, karşımıza çıkanlar, yine bu güzel atasözümüze işaret eder. Burjuva olsun, işçi sınıfı olsun bütün aileler Tolstoy'un Anna Karenina'sının efsanevi başlangıç cümlesi gibidir.

//php print_r ($fields); ?>
Şu aralar aşıldığına dair akademik dedikodular dolaşsa da biliyorsunuz ki evrendeki en hızlı hız, ışık hızı. Işık hızı, en hızlı hızdır; çünkü hiçbir ağırlığı yoktur. Varlığı ışıktan damıtılan insanoğlu, evrim yolculuğu Homo Sapiens’e ulaşır ulaşmaz orada durmuş ve atası ışıkla güreşmeye başlamıştır. Neden ışık hızına ulaşmak istiyoruz peki?
