Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
İsveçli kimyacı Alfred Nobel anısına 10 Aralık 1901'den beri ödül dağıtan İsveç Akademisi, Leo Tolstoy, James Joyce, Virginia Woolf, Mark Twain, Joseph Conrad, Anton Chekhov, Marcel Proust, Henry James, Henrik Ibsen, Emile Zola, Robert Frost, W.H. Auden, F. Scott Fitzgerald, Jorge Luis Borges ve Vladimir Nabokov'u atladığı için eleştirildi.

//php print_r ($fields); ?>
Donna Tartt'ın geçen yılın en popüler eserleri arasında gösterilen The Goldfinch adlı romanı, kurmaca dalında Pulitzer Ödülü'ne layık görüldü. Kitap, günümüz Manhattan'ında yaşayan bir yetimin, Dickensvari öyküsünü anlatıyor. Kitap henüz daha Pulitzer almamışken, amazon.com'un çok satanlar listesinde 40'ıncı sırada bulunuyordu.

//php print_r ($fields); ?>
İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali'nin (İTEF) altıncısı Vehbi Koç Vakfı'nın ana sponsorluğunda 5- 11 Mayıs tarihleri arasında, Şehir ve Yolculuk teması altında gerçekleşecek. İTEF kapsamında edebiyat severler, her yıl olduğu gibi bu yıl da festivalin uluslararası bölümünde yerli ve yabancı yazarlarla bir araya gelecekler.

//php print_r ($fields); ?>
Bir ölü olmaktan daha kötü ne olabilir? Hem ölü hem de cehennemde olmak mı? Hem ölü, hem cehennemde hem de hepsinin farkında olmak mı? Eh, bu bakış açınıza göre değişir hiç kuşkusuz. Yalnız ölüyü de, ölümlüyü de, cehennemi de anlatan kişi Chuck Palahniuk olunca işte orada biraz durmak gerekiyor... Zira onu anlatırken bahsetmeden geçemediğim detaylar var.

//php print_r ($fields); ?>
İşten eve, evden işe; işten okula, okuldan işe; hayat hızla akıp giderken, bırakın geçen seneyi, dün yaptıklarımızı dahi unutuyoruz. Sevgililerimizin ve arkadaşlarımızın doğum günlerini atlıyor, özel günleri kutlamadan geçiyoruz. Tablo böyleyken, sevdiğimiz bir romancının doğduğu günü hatırlamamız ya da ünlü bir şairin öldüğü günü bilmemiz elbette mucize olurdu.

//php print_r ($fields); ?>
"Bugün kendimi Hegel’in betimlediği yaşlı Yunan gibi hissediyorum biraz: Hegel, bu adamın yaprakların, nehirlerin ve rüzgarların çıkardığı sesleri, kısacası Doğa’nın tüm titremelerini planlı bir zekanın izlerini görebilmek için hiç yorulmadan, tutkuyla incelediğini söylüyordu.
