Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Sür!

Karmaşaya gerek yok, sadece okumak için; hatta düşünmeye gerek yok, biraz yaşamak için. Yazar James Sallis’in 2005 yılında yazdığı Sürücü (Drive), şimdi bizimle. Öyle çok fazla marifetli kitaplar yok, hakkında sayfalarca konuşmak yerine sadece okumanız gerektiğini söyleyebilecek. Bu bir marifet değil, bu bir seçim.



Kaderimde hep güzeli aradım

Tıpkı sizin gibi. Kitabı eline almış ve alacaklar gibi, zarif kitap kapağına hayran oluyorum. Kitap kapağının güzelliğinin sadece çizgilerden ibaret olmadığını hissetmiş olmalıyız öyle uzun uzun bakarken. Kuşlarla gelen bir genişlik, kanatlanma duygusu, sarı ile gelen anlam, uçabilecek olmanın tedirginliği ve başkaca pıt pıt açıverecek nice duyguları bekleyerek bakıyoruz resme.



Bakırköy'ün sakinleri

Adını daha çok romanlarıyla duyurmasına rağmen Tahir Musa Ceylan’ın edebiyat kariyeri şiirle başlamıştı.  Şiirlerini Depresyon Şiirleri (1988), deneme yazılarını “Fotoğraf Estetik ve Görüntü Üzerine Denemeler” (1988) kitaplarında  topladı.



Kitabımın özgür bırakılmasını istiyorum

Yaşam ve Yazgı, yazımının üzerinden yarım yüzyıl geçmesine rağmen evrensel düzeydeki güncelliğini koruyor:

 

 



Süleyman'ın şifreleri

Usulsüzlüğün "usul", kuralsızlığın "kural" ve yolsuzluğun "yol" olduğu bir yerde hangi bozukluğu neresinden tutup düzeltebilirsiniz ki? Ha buna kalkışanlar yok mu? Elbette var. Fakat onlar zamanımızın "delileri" ya da "düzene ayak uyduramayanları."

 



Nabotobiyografi: Kaybettiğimiz Zamanı Yakalamak

‘Ân’ın geçmişin ve geleceğin içinde devinim halindeki zaman olduğu fikrine uzak olanlar ya ‘geçmiş’in ya da ‘gelecek’in mitleştirilmesine yaklaşan bir moebius sarmalında dönüp dururlar. ‘Geçmiş’e yakın duranlar “Evvel zaman içinde ve ne güzel evvel zamanlardı onlar” hisleriyle donakalıp ân’dan kaçarlar ki bunlara sözcüğün olumsuz anlamıyla nostaljik diyoruz.



Sabahları ortalık sessiz ve soğukken

Holden'ı özlemişim. Uzun zaman olmuştu görüşmeyeli. En son "Gönülçelen'i bir de İngilizcesinden okuyayım" dediğimde hasret gidermiştik. Shane Salerno'nun Salinger belgeseli (ve kitabı) gündeme geldiğinde Gönülçelen'in çevirilerine dair güzel bir makale çıkmıştı New Yorker'da. Holden'ın sesi başka bir dile, Rusça'ya nasıl çevrilir, yazının mevzusu buydu.



Bütün kahramanlar ölüdür

Salamina Askerleri Javier Cercas’ın Türkçedeki ilk kitabı, ancak çeviri ‘yeni’ değil.



Karanlıkta Kar Yağarken...

Doğu Almanya’lı ünlü yönetmen Karl Wolf, 1968 tarihli “Ich war neunzehn” (On dokuz yaşındaydım) isimli filminde, İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde, doğduğu topraklara Kızıl Ordu mensubu bir çevirmen ve istilacı olarak döndüğünde yaşadığı tecrübeleri ölümsüzleştirmiştir.



"Hatıralar ve Şehir"

“Beyoğlu Fısıltıları” romanının üzerindeki yazar ismi ilgimi çekmişti. Boratav ailesinin bir bölümünü şahsen tanıyor, ailenin diğer kolunun Fransa’da yaşadığını biliyordum. Sadece o kadar. David Boratav ve yazarlığı ile ilgili bilgi sahibi değildim. Beni asıl heyacanlandıran Davit Boratav’ın dedesinin hayatından yola çıktığını söylemesiydi.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.