Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
Sinemayla da edebiyat kadar ilgilenen yazar Vladimir Nabokov, 19 Kasım 1964'te yönetmen Alfred Hitchcock'tan bir mektup almıştı. Hitchcock'un bu mektupta ne yazdığını bilemesek de, Nabokov'un 28 Kasım'a tarihli cevabından ne yazık ki yarım kalan, ortak bir projenin ilk adımlarını attığı anlaşılıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Kitap okumanın harika bir meşgale olduğuna ne şüphe. Fakat yine de uzun ve yorucu bir günün ardından, televizyon kumandasına uzanmak bazen bir romana uzanmaktan daha kolay gelebiliyor. Sakın vazgeçmeyin! Çünkü kitap sevmenin, birçok avantajı var.
İşte, bunlardan sadece 16'sı:

//php print_r ($fields); ?>
Hürriyet gazetesinden Savaş Özbey ile New York'taki evinde bir araya gelen yazar, şair ve senarist Paul Auster, İç Dünyamdan Notlar'ın yanı sıra, üzerine çalıştığı yeni kitaptan da bahsetti. "Hayatımın en büyük eserini yazıyorum" diyen Auster, şöyle devam etti:

//php print_r ($fields); ?>
İstanbul Galatapera Kültür ve Sanat Derneği’nin Eylül 2013'te ikincisini düzenlediği, seçici kurulu Selim İleri, İnci Aral, Sezer Ateş Ayvaz, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, İlknur Özdemir, Nemika Tuğcu ve Turhan Günay’dan oluşan, Selçuk Baran Öykü Ödülü, Pelin Buzluk ve Senem Dere arasında paylaştırıldı.

//php print_r ($fields); ?>
Arnon Grunberg'in Tirza’sını okuduğumda genç ve yetenekli bir yazar keşfetmenin heyecanını duymuştum. Mahrem hayatın ayrıntılarında pervasızca dolaşan sakınmasız ve keskin diliyle “rahatsız edici”ydi Grunberg.

//php print_r ($fields); ?>
Yazar yönüyle veya müzisyenliğiyle öne çıkan sanatçıların, gizli kalmış diğer yeteneklerini keşfetmekte insanı cezbeden bir yan var. Marilyn Monroe'nun şiirleri de, Hans Christian Andersen'in çizimleri de, Flannery O'Connor'un karikatürleri de insanda böyle bir etki yaratıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Sevgili okurlarım; son birkaç aydır, herkesten sır gibi saklayarak ve de hiçbir masraftan kaçmayarak, yazlığı kışlığı ayrı olmak üzere sizler için okur-yazarlık atölyelerini denetliyorum.

//php print_r ($fields); ?>
İşten eve, evden işe; işten okula, okuldan işe; hayat hızla akıp giderken, bırakın geçen seneyi, dün yaptıklarımızı dahi unutuyoruz. Sevgililerimizin ve arkadaşlarımızın doğum günlerini atlıyor, özel günleri kutlamadan geçiyoruz. Tablo böyleyken, sevdiğimiz bir romancının doğduğu günü hatırlamamız ya da ünlü bir şairin öldüğü günü bilmemiz elbette mucize olurdu.

//php print_r ($fields); ?>
Yazarların kedilere duydukları alaka, bazı yazarların kedilerle ilişkilerini anlattıkları kitaplara kadar varmış durumda. William S. Burroughs'un Türkçede yeni yayınlanan İçerdeki Kedi adlı denemesi buna verilebilecek en güncel örnek.

//php print_r ($fields); ?>
Haruki Murakami, yazmaya 1981 yılında, yani 32 yaşındayken başladı. O sıralarda, Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında kitabında anlattığı roman kişisi gibi, bar işletiyordu ve hayatında okumaya olsa bile yazmaya pek yer yoktu. Roman yazmayı düşünmeye başladığı tarih ve saati ise çok net hatırlıyor: 1 Nisan 1978 günü, öğlen 13:30 sıraları...
