Arşivi
Yazar Orhan Pamuk, İstanbul Gezi Parkı direnişi ile ilgili yorumunda Erdoğan hükümetinin baskıcı ve otoriter olduğunu kaydetti. Türkiye'de ilk kez T24’ün yayımladığı, Pamuk’un yazısı Suddeutche Zeitung ve Guardian gibi dünyanın saygın gazetelerinde yayımlanacak.
Orhan Pamuk'un yazısı şöyle:
Erdoğan hükümeti baskıcı ve otoriter
Sabitfikir.com'un matbu versiyonu olan SabitFikir dergisinin haziran sayısında dosya konusu, “Barış”.
** Metin ve Çağrı Monokl'a aittir. Filozoflar destekleyip imzalamışlardır.**
ÇAĞRI METNİ
CONTRE LA VIOLENCE POLICIERE A ISTANBUL -
İSTANBUL'DA POLİS ŞİDDETİNE KARŞI
Can Yayınları bir açıklama yaparak 28 Mayıs 2013 günü başlayan Taksim Gezi Parkı protestolarına hükümetin yaklaşımını kınadı. Açıklama şöyle:
31 Mayıs ve 1 Haziran günleri Türkiye'nin dört bir yanında hiçbir siyasi görüş, etnik köken, ekonomik sınıfa bağımlı olmaksızın bir ağaç gibi tek, hür, bir orman gibi kardeşçe, barışçı gösterilerle düşüncelerini ifade etmek isteyen göstericilere uygulanan polis şiddetini dehşet ve hayretle izledik.
İstanbul, Taksim’deki Gezi Parkı’nın AVM yapılması planına karşı parkta çadır kurularak başlatılan oturma eyleminin 4. gününde (31 Mayıs 2013) eylemcilere ve ardından Taksim’e toplanan on binlerce insana karşı polisin gaz ve su ile müdahalesi iki gündür sürmektedir.
“Dr. Watson size yazmaz; alazlı bir şömine ateşinin karşısından Kral VII. Edward dönemine has bir nezaketle sizinle konuşur. Sesinde sınırlar ve yapmacıklık yoktur. (…) İnce duygular Dr. Watson’ın kafasını karıştırır. Sanattan anlamaz. Yine de tıpkı yaratıcısı gibi gelmiş geçmiş en büyük öykü anlatıcılarından biridir. Sahneyi Holmes’a bıraktığı nadir anlarda Watson’ın geri dönmesini bekleriz.
Sokakta yürürken ansızın yan taraftaki duvardan, evet duvarın içinden, birinin geçtiğini görmek sanırız aklın sınırlarını bir hayli zorlar ya da sakin bir parktta dolanırken karşınıza elinde piposuyla bir komiser çıksa sonraki birkaç adımı geri geri atmak düşüncesi daha doğru gelebilir o an.
Edebiyat denizi öyle büyük ki, içinde itinayla günümüze aktarılan bilgiler kadar, kesinliğinden emin olunmayan, nedeni ve sonucu bilinmeyen çok fazla hadise de var.
