Şahane Bir Kitap Arşivi

Şahane Bir Kitap // En çok okunanlar
Karşılıksız aşk bir yana, imkansız aşkı kim yaratır ki toplumsal kodlardan başka? İnsanın varlığının her zerresinde duyumsadığı kaşılıklı arzu ve ihtiyacı, toplumun değer yargıları yargılayıp suçlu buluyorsa eğer, kendi mütevazı yaşamını bir efsaneye dönüştüren güce, her şey olup bittiğinde herkes saygı duyacaktır.

Terra Nostra - Bizim Toprak, Latin Amerika edebiyatının önde gelen yazarlarından Carlos Fuentes’in adının hemen ardından gelir.

Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemine dair ilgi, Diriliş Ertuğrul ve Kuruluş Osman gibi dizilerin de etkisiyle son günlerde iyice arttı.

Ne demek nisyan? Bir şeyi unutmak, kasten terk etmek, gafil olmak… Hatırladıkça, hatırladıklarıyla var olan insan, unuttukça, kasten unuttuklarıyla ölüme yaklaşır, ölür, paradoksal olarak… Hatırlama ve unutma arasında bir cendere, ucu giyotinden yapılmış bir sarkaç gibiyse eğer hayat, yazı bunun neresinde durur peki?

“Dünyanın en dürüst ya da en dindar adamı değildi, ama cesur bir adamdı. Adı Diego Alatriste y Tenorio idi, Flandr Savaşları’nda eski piyade alaylarında er olarak savaşmıştı. Onu tanıdığımda üç beş kuruşa, daha çok kendi meselelerini halledecek kadar yürekli ya da maharetli olmayanların eften püften kabadayılık işlerine baktığı Madrid’de sürünüyordu.

Bu yılın -daha başlarındayız biliyorum ama- en çok beklediğim romanlardan biriydi İsmail Güzelsoy'un Saf'ı.

Sanat eleştirmeni, sanat tarihçisi, ressam, şair, toplumbilimci, düşünür John Ruskin, On Dokuzuncu Yüzyılın Fırtına Bulutu eserinde sanayi devriminin sonuçlarını çevresel yönden ele alıyor.

Edebiyatımızda pek sık görülen bir şey değildir kadın kahramanların hikayeleri. Özellikle son dönem genç edebiyatımızda bile yine eril bakış açısının, erkek yazarların, erkek kahramanların görece hakimiyeti düşünülürse… Ondandır ki, derin bir soluk alarak başlıyorum Figen Şakacı’nın Pala Hayriye’sine. Bir büyüme, olgunlaşma hikayesiyle baş başayız.

Svetlana Aleksiyeviç, "yepyeni bir edebi tür" olarak tanımlanan, uzun bireysel monologları farklı seslerin duyulduğu bir kolaja dönüştüren özgün dokümanter tarzıyla 2015 Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüştü.

Son dönem Türk edebiyatında kendine bambaşka bir yer açıp oraya sessiz sakin kurulmuş bir yazar, Sezgin Kaymaz. Fantastiktir ama kurgu değildir yazdıkları; olağan ile olağanüstü arasındaki sınırda serbestçe gezinir; dili işleyiş biçimi kendiliğinden kusursuz, sezgileri kendiliğinden güçlü; mizahı sahiden en yüksek mertebede işleyen, kendiliğinden kahkahalı yazar…
