Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
Albert Einstein’ın beyni, 1955’te, ölümünden yedi buçuk saat sonra kafasının içinden çıkarıldı. Tartıldı, ölçüldü, küçük parçalara ayrıldı, kıvrımlarının haritası çıkarıldı, fotoğraflandı. Beynin parçaları farklı patolojistler arasında paylaşıldı. Bu parçaların bazıları kayboldu, bazıları yıllar sonra alkol dolu iki kavanozun içinde bulundu.

//php print_r ($fields); ?>
Tüm şairlerin sesli şiirlerinin, yaşam hikâyelerinin, el yazılarının, fotoğraflarının, ses kayıtlarının, şiirlerden doğmuş şarkıların, şiir dergilerinin bir arada olduğu bir kütüphane hayalinden yola çıkarak Türkiye'de açılan ilk Şiir Kütüphanesi, 30 Mart'ta birinci yılını, şairlerini ağırlayarak kutladı.

//php print_r ($fields); ?>
Maximilian Ponder, her anısını kaydetmek amacıyla otuz yıl boyunca hayattan elini ayağını çeker. Ama şimdi, insan zihninin haritasını çıkarmaya yardım edecek defterler ve günlüklerden oluşan başyapıtı Katalog'un ortasında ölü halde yatmaktadır.

//php print_r ($fields); ?>
Yunanistan’ın en eski kitabevi olan Estia ekonomik kriz sebebiyle 30 Mart’ta 128. yılında kepenklerini kapattı. Adını Yunan tanrıçası Hestia’an alan Estia Kitabevi 1885’ten beri hizmet veriyordu. Kitaplarını ilk Stadiu Sokağı’nda satmaya başlayan Estia, son 21 yıldır Atina’nın merkezindeki Solos Sokağı’ndaydı.

//php print_r ($fields); ?>
Birgül Oğuz’un Hah’ı bir yası mevzubahis ediniyor. Ama bu bir yas günlüğü değil. Bir ağıt da değil. Yasla hem kişisel hem de toplumsal bünyedeki yaralarla baş etme çabasının ürünü. Yasa deva bulmak değil mesele, o yasla yüzleşmek ve üzerine gitmek.

//php print_r ($fields); ?>
Dünya edebiyatına bir süper star bulmamız gerekse, herhalde herkesin ilk öneriler arasında Haruki Murakami'nin adı bulunurdu. Her yazdığı olay oluyor, romanları beyazperdeye uyarlanıyor, kitapları için kilometrelerce kuyruk oluşuyor, üstelik Murakami sadece memleketi Japonya'da görmüyor bu ilgiyi; tüm dünyada çok iyi tanınıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Birgül Oğuz'un kitabı yas üzerine. Ancak yalnızca kişisel bir kaybın yasını tutmuyor Hah. Hafızalardan silindi silinecek "yılbindokuzyüzeylül" devrini şimdiye fırlatmak arzusunu da duyuyor. Temsil, telafi ve idrak edilemez olanı temsil, telafi ve idrak etmeye çalışıyor. Zamanın yas'a müdahalesi, halden hale geçen öykülerin dilinde buluyor karşılığını.

//php print_r ($fields); ?>
Girdiniz bir kitapçıya, rafta pırıl pırıl duran o pahalı kitabı veya seti çok beğendiniz. Lakin cüzdanınıza bir göz attığınızda, sadece iç geçirmekle yetinmeniz gerektiğini fark ediyorsunuz. İşte böyle durumlar için yeni bir adresiniz var artık: Hesapkitap.com.

//php print_r ($fields); ?>
Hiçbir şey yetmiyor onları doyurmaya, yüzyıllar binyıllar boyu para ve itibar getirmeyen bir işi bile –ki burada sözünü ettiğimiz şey edebiyat oluyor haliyle- gerekirse içini boşaltıp allayıp pullayıp meta haline getirir, yine kazanırlar, yine kazanırlar.

//php print_r ($fields); ?>
Önce hikayenin kendisi geldi: İnsanı sarsan, afallatan, duyunca elini ayağına dolaştıran bir hikayeydi.
