Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Aile reisinin kati olarak bir türlü devrilemeyişi!

Ataerkinin sonu ne zaman gelecek? Bu sorunun yanıtıdır ki binyıllara damgasını vuran cümle insanlık sorununun da bitişini müjdeleyecek. Fertlerine daimi bir adaletsizlik, acı ve öfke duygusu vermekten başka işe yaramayan aile kurumları da, halklarını kana bulayan, açlığa mahkum eden iktidar-devlet anlayışının da kökeninde o kökleşmiş ataerkil düzen yatmıyor mu?



BUNNY MUNRO: GÜNÜMÜZ EDEBİYATININ EN YENİ KAHRAMANI

Bunca aradan sonra, Ve Eşek Meleği Gördü adlı kitabının yayımlanmasının üzerinden neredeyse yirmi yıl geçmişken Bunny Munro'nun Ölümü ile yeniden karşımızda Nick Cave. "Bunca aradan sonra" derken, elbette yazar Nick Cave'i kastediyorum. Yoksa Cave, sesiyle ve sözüyle bir an bile kendinden mahrum bırakmadı bizi.



Artık bir indirgemedir ‘savaş’

Hiç bir adlandırmaya sığamayacak kadar yıkıcı olan savaş gerçeğini, isimlendirip, indirgeyerek onu yok saymayla ilgili güçlü bir anlama sahip Filistin Sabahları.



Mutluluğu itiraf etmek

Son yıllarda dikkatimi çeken şeylerden biri de yeraltı edebiyatının Türkiye’de hız kazanmış ve hatta belli bir aşama da kaydetmiş olması. Genç yazarlar giderek bu alana yöneliyor ve bu edebiyat belli ki bu gençlerin omzunda yükselecek. Henüz kendini bulamamış, ama kanımca eli kulağında bir yer altı edebiyatımız var; en azından buna ihtiyacımız var.



Dünya bu kadar korkunç olamaz

Merak ile ilgi arasındaki farklar hakkında düşünecek kadar tereddütte kaldığınız oldu mu hiç? Merak asla masumiyetini koruyamazken, ilgi zaten zaaftan kaynaklanan bir terbiyesizlikle koyun koyunadır. Merak doğrudan müdahaleyi daima hak görür, ilgi ise strateji geliştirir. Acaba hangisi yatay, hangisi dikey hareket alanı yaratır kendine?

 



Melville'in tütünü

Kaptan Ahab ile tanışıp onun Moby Dick’in peşindeki büyük seyahatine şahit olan her okur, Herman Melville’i tazim ile anar. Hele ki Moby Dick’i çocukluk çağında okumuşsa, maceranın epikliği bir tarafa, çocukluğun büyütece tutulmuş merak ve hevesinde adeta bir efsaneye dönüşür.



Romanda ve tiyatroda 'onca yoksulluk vardı'!

 

 

 

 

(Yazarın adı isteği üzerine kaldırılmıştır)

 

 


 

Romain Gary’nin, Émile Ajar takma ismiyle yazdığı Onca Yoksulluk Varken adlı romanı 2009 yılında okurken gerçek bir dünyadan çıkıp daha bir gerçeğin içine doğru yolculuk yaptığımı anlamıştım.



Yeni diyarlar, yeni arayışlar

Kılıçbalığı yoluna devam ederken, Barış Müstecaplıoğlu bizi yeni diyarlar, yeni canlılar ve insanlarla tanıştırıyor.

 



Benim adım okur

 

“Gâh kar yağıyordu, gâh karanlık” - Şeyh Galip



Bir Karadeniz gotiği

Ölüm deyince neden söz ediyoruz? Ani gelen bir telefonun ucundaki kötü haber. Hayatta hiç kimseniz yoksa eğer, en azından bir cenazeniz olmuş oldu. Bir arabanın enkazından fırlamış bedenlerin uçuruma asılı kalmış ruhları sizi kaza mahaline çağırıyor. Morgun soğuğu, morgun kapısının dışındaki gözü yaşlı. Kurşunun çeneden girip kafadan çıktığı cenazenin yıkanışı.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.