Eleştiri Arşivi

Eleştiri
İkinci Dünya Savaşı öncesinde ABD’li bir yazar ziyaret eder Yunanistan’ı. Yazarlık kariyerinin doruğunda, çalışmaya yirmi yıldır hiç ara vermediğini fark etmiş, bir yıl sürecek bir yolculuğa çıkmıştır. Önce, dönemin diğer ABD’li sanatçı ve entelektüelleri gibi, bir mabede dönüşen Paris’te zaman geçirir, ardından kendisini bir “Amerikalı vahşi” olarak hissedeceği Yunanistan’a geçer.

Temmuz 2014’te kaybettiğimiz, apartheid rejimi karşıtı edebi bilincin en verimli temsilcilerinden Nadine Gordimer, şiiri ve kurmaca düzyazıyı “içeriden tanıklık” olarak tanımlar.

Umberto Eco, Sıfır Sayı’da –bir kez daha– komplo teorileri üzerine kurgulanmış, ciddiyetle mizahı harmanlayan bir hikaye anlatmış. İki aylık anlatı zamanına İtalya tarihinin pek çok önemli olayını sığdırmasına rağmen Eco’nun diğer romanlarına kıyasla –hacim anlamında– kısa bir roman bu.

Polisiye okurlarının Remzi Ünal’la tanışıklığı eskiye dayanıyor; ne de olsa on altı yıl olmuş ilk kitap Çıplak Ceset yayımlanalı. Yakın bir zaman önce yayımlanan yeni kitap Sen Ölürsün Ben Yaşarım’da, “Ben, Remzi Ünal...

Rus klasiklerini aşağı yukarı üç nesildir okuyoruz Türkçede. Bulgakov ya da Leskov gibi geç keşfedilen yazarların eserlerini de artık klasiklerden kabul ediyoruz, fakat Sovyet bilimkurgu eserlerinin gölgede kaldığı bir gerçek.

Sistemle bütünleşik siyasi partilerde çalışmak, bu partilerden herhangi bir düzeyde aday adayı olmak her vatandaşın üstesinden gelebileceği bir iş değildir. Siyaset denizindeki o zorlu yolculuğu kısa yoldan aşabilmenin tek bir yolu vardır: Siyasetin sizin ayağınıza gelmesi. Kamuoyunda ismi bilinen, kariyer, şöhret sahibi bir insansanız tepeden inme şansınız olabilir.

Zgymunt Baumann, “özgürlük sınırsız gibi algılanınca özellikle kişinin içinde büyük bir karmaşa doğar” diye bir laf etmişti vakti zamanında. Hemen hepimizi bağlayan sorumluluklar, aslında özgürlüğümüzün sınırını çiziyor. Peki, sınırın silindiğini düşünüp ipleri salıverirsek? Luigi Pirandello'nun kahramanı Mattia Pascal bu soruya kendince verdiği yanıtlardan doğan ikilemden mustarip.

Yıkıntılar Arasında ve Silahtar’ın Bahçeleri’nin ardından Aras Yayıncılık, bu kez Meliha Nuri Hanım başlıklı novellası ile buluşturuyor Zabel Yesayan okurlarını. Bu basım, Yesayan’ın metninin yanı sıra yazarın hayatı ve eserleri hakkında iki tanıtıcı yazıyı ve kitabın çevirmeni de olan Mehmet Fatih Uslu’nun novella üzerine yazdığı kapsamlı incelemeyi içeriyor.

Bugüne kadar roman yazan felsefecilere bir şekilde rastladık. Bilhassa 20. yüzyıldaki varoluşçuluk dalgası felsefi kurguyu ön plana çıkardı.

Bir kere her şeyden önce haber değeri var; Semih Gümüş gibi, eleştiriler yazan, dergiler çıkaran, yaratıcı yazarlık dersleri veren bir ismin bu defa bir romanla okuyucu karşısına çıkmasının...
