Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Matt Haig daha çok, çocuk ve gençlere yönelik spekülatif romanları ile tanınan bir İngiliz yazar. Bir Hamlet yorumu diyebileceğimiz hayalet öyküsü Ölü Babalar Kulübü daha önce Türkçeye çevrilmişti. Bilimkurgudan ziyade yine spekülatif olarak betimleyebileceğimiz İnsanlar ise, adı üzerinde, insanlık ve insanlar üzerine bir kurgu.

//php print_r ($fields); ?>
Dedektif romanı, çevremizdeki kaosa düzen getirir Borges’e göre. Ama Borges, söylesene, üzerimize çöreklenmiş aynılaştırıcı, yekpareci, ana akımcı, neoliberal tüketim ve kültür kolonizasyonunun pazarladığı düzenin nesi kaos? Huzursuzluk, gizli bir arzu nesnesi ve değişime dair umutlandıran bir olasılık. Bu nedenle dedektif romanı, artık, gerçeğin şefkatini bulmak için kaosa doğru bir kaçış.

//php print_r ($fields); ?>
İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın bu yıl 18.'sini düzenlediği İstanbul Tiyatro Festivali, 10 Mayıs'ta başlıyor. 1989'dan bu yana düzenlenen festival, 2002 yılından itibaren iki yılda bir gerçekleşiyor. Yani iki yılda bir sahneler arasında mekik dokuyabiliyoruz. Yerli ve yabancı birçok konuğun yer aldığı festivalde bu yıl yurtdışından sadece beş oyun sergileniyor.

//php print_r ($fields); ?>
Varoluşsal öğelerle kurduğu kitaplarına kendi yaşamından veya izlenimlerinden parçalar da katan Paul Nizon, 20. yüzyılda filizlenen yeni roman akımının Almanca edebiyattaki en önemli isimlerinden. Türkçede ilk kez yayımlanan Köpek ise yazarın dahil olduğu bu akımın hatırı sayılır kitaplarından.

//php print_r ($fields); ?>
"Batılı olmayan kültürlerde, kendileri tarafından aktif olarak iletilen ama yetersiz biçimlendirilmiş bir modernleşmenin sonucunda, sekülerleşmenin ve dünyagörüşsel çoğulculuğun zorlamalarından kaçamazlar.

//php print_r ($fields); ?>
Vampir dediğimizde aklımıza Bram Stoker’ın yarattığı Dracula geliyor ve bundan sonra da böyle olacak gibi görünüyor; ancak Matthew Beresford’un İfritler’den Dracula’ya Modern Vampir Mitinin Doğuşu başlıklı çalışmasının gösterdiği gibi, vampirlerin hem tarihte hem de edebiyatta oldukça köklü bir geçmişi bulunuyor. 19.

//php print_r ($fields); ?>
Kuzey ülkelerinin edebiyatı yakın zamana kadar Türkiye’de fazla tanınmıyordu. Bunun ilk nedeni çeviri güçlüğü ise, ikincisi İsveç, Norveç, Finlandiya ve Danimarka edebiyatlarının tıpkı coğrafyaları gibi Avrupa’nın kıyısında kalmasından, bir tür taşra sayılmalarından olmalı. Ancak son yıllarda polisiye edebiyatındaki hızlı gelişme, İsveç ve Norveç edebiyatlarını dünya ölçeğinde tanıttı.

//php print_r ($fields); ?>
Baharın ve yazın rehaveti bizim gibi sıcak memleket insanları tarafından kanıksanmış olsa da bu rehavetin çağırdığı öğle uykusuna direnebilecek insan çok azdır. Günün en sıcak saatlerinde, güzel de bir yemek yedikten sonra usul usul bastırır öğle uykusu. Belki bir cin gibi aniden yakalar sizi, içinize girer.

//php print_r ($fields); ?>
Mayıs ayında Makedonya’da düzenlenen bir PEN konferansında Karadağ, Sırbistan, Hırvatistan gibi farklı ülkelerden gelen genç arkadaşlarla “Balkanları temsil etmenin doğası” üzerine konuşmuştuk: ben lafa sinemadan girmiş, Emir Kusturica’nın Yeraltı filminde Belgrad’ın ve şehrin tarihi hayvanat bahçesinin bombalandığı sahneyi gösterip Kusturica’nın Yugoslavya’yı özünde dini bir ontolojiyle anlatt

//php print_r ($fields); ?>
Tarih, kurmaca mıdır yoksa gerçek mi? Eğer kurmacaysa, hayal gücümüzün sınırlarıyla mı belirlenir çizgileri? Peki ya gerçekse, o zaman kimin gerçeğidir söz konusu olan? Tarihi yazanların mı yoksa tarihe yazılamayanların mı?

















