Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
Kahire'nin yoksul bir semtinde bir arka sokak ve bu sokağın sakinleri, Necib Mahfuz'un bu çok sevilen romanının dokusunu oluşturuyor. Para hırsıyla fahişeliği seçen güzel Hamide'nin çevresinde dönen romanda Necib Mahfuz, Midak Sokağı'nın insanlarını kuşatan acıları, sevinçleri, kinleri, heyecanları ve aşkları canlı tablolarla, bir Doğu masalının büyülü havasıyla veriyor.

//php print_r ($fields); ?>
On beş yıl önce İngiltere'nin kuzeyinde on yaşında iki çocuk, bir bebeği işkence edip öldürdü. Halk dehşetle ayağa kalktı. Oysa bu cinayeti niye özellikle korkutucu buldukları tam açık değildi. Neticede çocuklar, kimi zaman oldukça vahşice davranmaları doğal karşılanan sadece yarı ehlileşmiş yaratıklardır.

//php print_r ($fields); ?>
20. Yüzyıl: Kısa ya da uzun, totaliter ya da liberal, terörist ya da mücadeleci, ütopik ya da yanılsamalı, soykırımlarla ve avangardlarla dolu benzersiz bir dönem. Geçip gittiğimiz 20. Yüzyıl'ın fotoğrafını çekiyor Alain Badiou. Felsefi fragmanlardan, şiirlerden, politik fikirlerden, tiyatro oyunlarından yararlanarak ilerliyor, tutkuları ve dramları sözcüklere döküyor.

//php print_r ($fields); ?>
Ondokuzuncu yüzyılda Paris: Komün Günleri; hançer darbeleri; absent dumanları arasında hazırlanan cinayetler; kanalizasyonda yatan cesetler; patlamalar; isyanlar; takma sakallar; sahte noterler; düzmece vasiyetler; satanist örgütler; kara ayinler; cinsellikle pek fazla ilgilenmeyen, hastalarının rüyalarına burnunu sokmamaya kararlı bir Doktor Froïde Torino, Palermo, Paris şehirlerinde dolaşan h

//php print_r ($fields); ?>
Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulunun verdiği rapora dayandırılarak William Burroughs'un yazdığı ve Süha Sertabiboğlu tarafından dilimize çevrilen Yumuşak Makine adlı kitabın ikinci duruşması bugün (11 Ekim Salı günü) saat 09:30’da Çağlayan Adliyesi 2. Asliye Ceza duruşma salonunda görüldü.

//php print_r ($fields); ?>
Geçtiğimiz günlerde bir ilk roman bastırma sancısı yaşayan yazar-adayı bir arkadaşımın dertlerini dinliyordum. Romanı çeşitli editör ve edebiyatsever arkadaşları tarafından okunmuş, beğenilmişti.

//php print_r ($fields); ?>
‘Narcissus’un Zencisi’ne yazdığı ünlü önsözde Joseph Conrad, amacının “yazılı sözcüklerin gücüyle duymanızı sağlamak, hissetmenizi sağlamak... görmenizi sağlamak” olduğunu ve bunun tek başına her şey anlamına geldiğini söylemişti. Bu onun niyetiydi öncelikle, görmemizi sağlamayı istiyordu ama bunu başarıp başaramadığından pek de emin değildi.

//php print_r ($fields); ?>
Hikâyelerimiz var. Birbirlerine eklendiğinde hayatımızı oluşturan hikâyeler. Bizi, hem farklı kılan hem de kesişme noktalarında buluşturan hikâyeler. Çoğumuzun bir gün yazarak içimizden çıkarmak, paylaşmak istediği hikâyeler.

//php print_r ($fields); ?>
Sabit Fikir ve İstanbul Modern işbirliğiyle düzenlenen ve ilgiyle takip edilen Sözünü Sakınmadan, yaz aylarının bitmesi ile bahçeden üst kata taşınırken, Ömer Türkeş ve Semih Gümüş’in bu seferki konuğu Sema Kaygusuz’du.
