Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Bir yanımız bahar bahçe

Dünyayı kucaklayacak kadar sevgisi olup bu sevgiyi nereye koyacağını bilemeyenlere selam olsun! Gülümsemesi yüzünde hep buruk kalacaklara, fotoğraflara nasıl poz vereceğini bilemeyenlere, uzun hesaplaşmalardan sonra çocukluğuyla barışanlara, gidenlerin arkasından kalmak zorunda olanlara da!



“Bu bir kitap bile değil, aldatıldınız!”

Daha en baştan “Senin aradıkların benim umurumda değil” diyen bir kitapla ömrümün en sıcak gecelerinden birinde evde oturmuş, arkasında ne olduğunu hiç mi hiç kestiremediğim bir kapıyı zorluyorum. Devam ediyor: “Bu kitabı eline alıp sağda solda gösteriş yapmana gerek yok, alay konusu olursun.” Benimle mi konuşuyor? Devam ettikçe başka başka bilgiler akıyor zihnime, yolumu kaybettiriyor.



Edebiyat ve psikanaliz ilişkisine “aykırı” bir bakış

Psikanaliz, divanın dışında kalan zamanını edebiyatın içinde, sayfaların arasında, yazarların kalemlerinin ucunda geçirmeyi hep çok sevdi. Hatta edebiyat, o kadar çok psikanalizin içinde oldu ki, psikanalizin çalışma nesnesi olan bilinçdışı kavramının antik tragedyalarla, Shakespeare’in Dostoyevski’nin kahramanlarıyla desteklendiğini biliyoruz.



Buradayım Tanrım, görmüyor musun?

Eski Ahit’in ilk bölümü olan “Tekvin”de Tanrı, İbrahim peygambere “İbrahim,” diye seslenir; yanıt “Buradayım”dır.



Çocukluğun tali yollarında...

Hayatın içinde çocukluğun tali yolları gizlenmiştir. Bazen bir şey olur. Sen sokakta yürürken mesela, civardaki bir mutfaktan dışarıya kızarmış biber kokusu sızar, gelir burnuna değer ve sen bir anda dört yaşına ışınlanırsın. Annen tavanın başında, yağda cızırdayan biberleri çevirirken gizli gizli ağlıyor.



Sağda müsait bir yerde

Ansızın bir şehrin ortasına yerleştirip gövdenizi, orada herkesle temasa açın kendinizi; ancak, şimdi sadece seyretmeye değil – sizinle kısa süre de olsa bir kontak kurmaya gelmiş olsunlar. Hayatlarıyla gelmiş olsunlar. Arzularıyla, öfkeleriyle, aşklarıyla, karanlık taraflarıyla size şöyle bir değip geçsinler.



BaşkaDünyalar // “Öteki”nin tercümesi

Ted Chiang, çağdaş spekülatif kurgu alanında Neil Gaiman ve China Miéville’den sonra adından sıkça söz ettiren yazarların başında geliyor. Onun alametifarikası ise öykücü olması. Chiang, çağdaşları gibi kalın romanlara imza atmak yerine kimi zaman kısa öyküler, kimi zaman kısa roman da denebilecek uzun öyküler kaleme alarak, özellikle bilimkurgu türünde kendine ait bir konum edinmiş durumda.



Psiko-zen bir deney

Psikolojiyle haşır neşir olan insanların azımsanamayacak oranda önemli bir kısmının öncelikle kendisini anlamak, bilmek, araştırmak veya yaşadığı sorunları anlamlandırmak dürtüsüyle bu alanda at koşturmaya başladığını ifade etsem, oldukça haklı bir genelleme yapmış olurum sanırım.

 



Deniz kabuğunun içindeki deniz

Aniden bastıran yaz mevsimine ve ülkenin boğazıma yapışan ellerine tezat, yola kuzeyden devam ediyorum! Erlend Loe’nin Doppler’inden kısa bir süre sonra Türkçede yeni bir Norveç romanı: Görülmeyenler.



Hukuk devleti, Burroughs savunması ve şeytanın avukatlığı*

William Burroughs’un Yumuşak Makine’sine karşı açılan bu anlamsız dava ve gerekçe olarak gösterilen Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulunun raporu gündeme düştüğünden beri söylenebilecek pek çok şey söylendi aslında. En başta Sel Yayıncılık’ın açıklaması davanın muhteviyatına ilişkin yeterince şey söylüyordu zaten.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.