Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

			


Notos Kitap

Çok Yaşasın Ölüler



Zayıf
Toplam oy: 124

Unutulmaz bir şair ve tiyatro adamının hayatı... Tiyatro ile şiiri hayatının anlamı kılan Cahit Irgat, 1930'lardan 1960'lara uzanan sanat yaşamında tanıdığı sahne, sanat, edebiyat ve meyhane dostlarını, 1968'de Akşam gazetesinde bir yazı dizisiyle anlatmıştı: "Çok Yaşasın Ölüler".



Cahit Irgat, hep eşitlikçi ve barıştan yana bir dünya özlemiyle sahneye çıktı, şiirler yazdı. 1940 karanlığında kalemiyle acı acı konuşmaktan çekinmedi. Devlet Konservatuvarı'ndan İstanbul Şehir Tiyatroları'na, Küçük Sahne'den Dormen Tiyatrosu'na uzanan sahne yaşamından insanlarla ve çağdaş Türk edebiyatının en seçkin ve en önemli kişilikleriyle geçirdiği yıllar...



Hayatın acılarına, tiyatro ile şiirin derin ve sonsuz gücüyle dayanan Cahit Irgat, bir bakıma bu sahne ve edebiyat adamları üzerinden kendi hayatını da anlatıyor.


Çok Yaşasın Ölüler ilk kez kitap olarak yayımlanıyor.



Bu karnavalda kimler yok ki: Neyzen Tevfik, Orhan Veli, Hâzım Körmükçü, Sabahattin Ali, Sait Faik, Reşat Nuri Güntekin, Mahmut Yesari, Nurullah Ataç, Raşit Rıza, Vâlâ Nurettin, Ercüment Ekrem Talu, Peyami Safa, Halide Edip Adıvar, Naşit Özcan, Suavi Tedü, Ferdi Tayfur, Orhan Boran, Cahit Sıtkı Tarancı, Asaf Halet Çelebi, Ahmet Kutsi Tecer, Rüştü Onur, Muzaffer Tayyip Uslu, Hasan-Âli Yücel ve daha pek çok kişi...



Bu kitabı idefix'ten sayın alın

Yorumlar

Yorum Gönder

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.