Bursa'da Nilüfer İlçe Belediyesi'nin Nazım Hikmet Kültür Evi'nde, Semih Gümüş moderatörlüğünde düzenlediği söyleşiye katılan yazar Orhan Pamuk, yeni romanı Kafamda Bir Tuhaflık'la ilgili konuştu. Romanında İstanbul'daki bir boza satıcısının hikayesini anlatan Pamuk, "Boza satışlarında artış olduğunu öğrendim. Yılbaşı akşamı kapıma çağırdığım bozacı da bunu esprili şekilde doğruladı," dedi.
>>> Sesler, sesler, sokaklar
Pamuk, Kafamda Bir Tuhaflık adlı romanının neden altı yılda bittiğini ise şöyle anlattı: "İstiyorum istiyorum bitmiyor, yaşadığın şey sabır değil, çalıyorsun, yazıyorsun memnun kalmıyorsun veya kitap uzun oluyor. Kafamda Bir Tuhaflık altı yılımı aldı. Önceki kitapla bu kitap arasının arasına altı yıl girdi. Bu arada Masumiyet Müzesi'ni yaptım. Saf ve Düşünceli Romancı adlı kitabımı yazdım. Sonra, bir sürü makale yazdım. Manzaradan Parça adlı kitabımın yarısını da yazdım. Yani altı yılda yalnızca Kafamda Bir Tuhaflık'ı yazmadım. İki buçuk yılında başka şeyler de yaptım. Yeni romanıma başlamak üzereyim."
"Benim için karakter hayal gücümüzle bulduğumuz bir şeydir," diyen Pamuk, Saf ve Düşünceli Romancı adlı kitabında da anlattığı gibi karakter denilen şeyin aslında edebiyatın abarttığı bir şey olduğunu dile getirdi: Saf ve Düşünceli Romancı adlı kitabımda karşı çıktığım ama çekine çekine dillendirdiğim kuramım, karakter biraz batı medeniyetinin bir buluşudur ve abartmasıdır. Karakter dediğimiz şey, okuyucuyu romana bağlayan şeydir. Ama gerçekten romanlarda anlatılan karakter ne kadar bizlerde var, normal insanlarda var, hayatta var? Karakter biraz abartıdır. İnsanlar her yerde aynı, yapımız böyle, 15 ile 30 yaş arasında bir mücadele veriyoruz, toplumda bir yere geliyoruz, biraz da yoruluyoruz. O yere gelince otoriter oluyoruz, değişim istemiyoruz. Artık, 'Edebiyat böle olur, karakter böyle olur' diyoruz ve yenilere gücümüz de yetmiyor. Bunlarla boğuşamıyoruz, bizi silip götüreceklerini düşünüyoruz."
Kaynaklar: Hürriyet - Zaman
Görsel: Mert Tugen
Yeni yorum gönder