Yazarlar

Çağrı Uluğer

1992 İstanbul doğumlu. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümü mezunu, MSGSÜ Sosyoloji bölümü yüksek lisans öğrencisi. Farklı dergilerde makale, eleştiri ve öyküleriyle yer aldı. Postyapılsalcı ve postmodern felsefeye duyduğu ilginin paralelinde edebiyat teorisi, siyaset felsefesi, beden ve sanat sosyolojisi üzerine çalışmakta, akademik çalışmalarını da disiplinler arası bir perspektifle yürütmekte.
Tüm Yazıları

Düşüncem, konusu kahkaha ve onun açılıp saçılan neşesi olan bir eleştiriye kahkahanın duygusunu asla aksettiremeyecek bir eylem olarak yazı yazma edimiyle başlamanın güçlüğünü çekiyor.

"Dostoyevski, kendisinden bir şey öğrendiğim tek psikologdur. (Nietzsche)" Tozlu raflar arasında dolaşan parmakların ve okuma isteğiyle tutuşan bakışların ısrarla odaklandığı az yazardan biridir Dostoyevski… Romanları defalarca okunmasına rağmen sanki her daim yeniden okunmak için bizi beklemektedir. Pek çok okurun okuma zevkini keşfettiği noktada -et voila- Dostoyevski karşımıza çıkmaktadır.

Bir devrimi nasıl ayırt ederiz? Efendilerin köle, kölelerin efendi olacağı sıradan bir tersyüz etme hareketi, bir muhafız değişikliği mi? Yoksa büyüsünden arındırılmış bir dünyayı yeniden büyüleyecek kolektif bir düşün aktüaliteye ulaştığı kestirilemez bir atılım mıdır söz konusu olan?

Dünyaya fırlatılmışlığında insanın, bir şeyler saklıdır. Bu fırlatılmışlığın gölgesinde dünya ürkütücü, hayaletimsi bir ormandır ve varlığın buradalığı olarak mevcudiyet, dünyanın gizemli karakterine karşı “tekinsiz” hisseder. Bu fırlatılmışlık dünyanın kuytudaki mevcudiyetinden mi gelir, yoksa dünyanın ürkütücülüğünün sebebi bu fırlatılmışlık mıdır bilinmez.
