Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Son düzlüğe doğru

Üçü tam göbeğinde olmak üzere, neredeyse sekiz yılı Samatya ve civarında geçirince, oranın raconunu da kapıyorsunuz tabii. Semtin abilerini, onların neye tilt olup neyle keyiflendiğini de öğreniveriyorsunuz. Sonra geriye hoş bir anı ve dostluklar kalıyor.

 



Zor yolların arabeskleştirilmemiş bir gün dökümü

En çok hangisi Jack Kerouac: Bir Beat prensi mi? Cinselliği, alkolle ilişkisi, “kötü” davranışları ile düşmüş bir melek mi? Aziz mi, manik depresif mi? Bir odada yapayalnız yazan bir adam mı sadece? Lowell Halk Kütüphanesi’nden kucak dolusu kitapla evine dönen çocuk mu hâlâ? Hiçbir zaman ulaşamayacağı evi nerede Kerouac’ın?

 



Koşun kızlar, konuşun kızlar!

Gülüzar, kız çocuklarının Türkiye’de sıkça rastlanan fakat göz ardı edilen benzer hikayelerinden biri aslında. Karakterindeki olağanlık, yaşadığı durumları alışılagelmiş kalıplara yerleştirse de, aslında belli başlı bir sorunun baş kahramanı olduğu gerçeğini okuyucunun yüzüne vuruyor.



Zaman ve uzayda tehlikeli bir macera

Ülkemizde adını Yaşlı Adamın Savaşı'yla duyurmuş olan ödüllü Amerikalı bilim kurgu yazalı John Scalzi'nin Star Trek evreninde geçen, bilim kurgu ve komedi türlerini sentezlediği yeni kitabı Kırmızı Üniformalılar geçtiğimiz günlerde yazarın öteki kitaplarını da okuyucuyla buluşturan İthaki Yayınları'nca okuyucuya sunuldu.

 



Kanıksamışken, şaşırmak...

Bekir Yıldız, töre cinayetlerini, Almanya’daki Türkler’i, göçmen çaresizliğini anlattığı Beyaz Türkü’de, kırsal kökenli yoksul insanların yaşadığı çıkmazlara odaklanmış. Karakterlerinin önemli bir kısmını Kürt kökenli, Güneydoğulu insanlardan seçen Yıldız, onların ait oldukları yaşam ve kültürden kaynaklı trajik yaşamlarına dokunmuş.



Hüzünlü güzellik

“Aynalara bakmak kime bakmaktır?” diye sorar şair. İnsan kendini yine insanda, bir başkasında, ötekinde tanır. Başkasıyla kurduğumuz ilişkinin doğası bize kim olduğumuzu da söyler. O nedenle, ne zaman aynaya baksak herkes orada: 12 Eylül, gözaltında kaybolanlar, Diyarbakır Cezaevi, ölüm oruçları, faili meçhuller, Halepçe, Maraş, Sivas, Roboski, kardeşimiz Hrant ve daha niceleri...



Şeddeli susmalar kitabesi

İnsanın mana karşısındaki netameli duruşu, manayla kurduğu ilişki ve onu dile getirişi yüzyıllarca farklı farklı kalıplara girdi. Yeri geldi mit oldu, efsane söyledi; fikir oldu felsefe yaptı, şiir oldu Derviş Yunus’un dilinden “Ya ben öleyim mi söylemeyince,” dedi. Bugünse bize hikayesini anlatmak düştü.



Şehir sıkıntısı

Çok fazla romanda karşımıza çıkan bir erkek tipi var. Cebinde beş kuruşu olmayan, üstelik ne doğru dürüst bir eğitimi ne de belli bir mesleği olan, avare bir adam. Söylemeye ne hacet, elbette bohem biri. Elinden düşmeyen sigarası, hep dolu tutmaya çalıştığı şarap kadehi, -artık edebiyat mı, resim mi, heykel mi bilinmez- bir ya da birkaç sanat dalına ilgisi var.



Tuhaflıklar mahallesi

Böylesi bir fikir ancak Fernando Pessoa’nın hayal gücünden beklenirdi. Beyefendiler, Portekizli yazar Gonçalo M. Tavares’in “O Bairro” adını verdiği büyük bir projeye ait kitaplardan ilki. “O Bairro,” sakinleri ünlü edebiyatçılar ve sanatçılar olan, kurmaca bir mahalleyi anlatacak.



Adeta bir Gezi manifestosu

Wilde'ın anarşizme meyletmesinin arkasındaki neden ise bizzat tanıştığı Rus anarşist düşünür Pyotr Kropotkin'e olan hayranlığıdır: "Rusya'dan gelen, o güzel İsa'nın ruhuna sahip adam."

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.