Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar



Kararsız Okur: Kendiliğinden, aniden, kolektif olarak!

Gezi sürecinin en önemli kazanımlarından biriydi Gezi Kütüphanesi. Bir gün aniden, kendiliğinden ve elbette kolektif olarak ortaya çıkmıştı.

 



Her daim çocuk okurlar

Metropolde ya da şehir merkezlerinde, kalabalık sokaklara ve caddelere henüz gözetim altında çıkabildikleri dönemde, çocukların sığınakları kendi odaları olur genelde. Hayalgüçleri henüz kapatılmamışken, duyduklarını ya da gördüklerini kendilerine özgü saflıkla algılar, bir çırpıda fantastik boyuta geçirirler.



İkincil Gündem // Harika bir yıldı, ama ya sonra?

Yeni bir yıla adım atmanın, hiç kuşkusuz, insanı “yenileyen” bir tarafı var. Daha doğrusu, bir yenilenme umudu taşıyor... Nicedir gerçekleştirilmesi düşünülen planlar için yeni bir başlangıç noktasıdır ne de olsa. Klişe bir örnekle; rejime başlamak için beklenen o “büyülü” pazartesi gibidir adeta yılın ilk günü de.



Dan Brown’ın şifreleri

Dan Brown’ın yeni romanı Başlangıç’ın yavaş yavaş görünür olmaya başladığı dönemde, merak ateşini harlandıran haber şu olmuştu: “Kitapların yayıma hazırlanma süreci de merak uyandıran Dan Brown’ın –Cehennem romanının hazırlık sürecinde olduğu gibi– yeni roman



Keşfet: Kral Oidipus

Keşfet'in bu ayki konuğu Cüneyt Cebenoyan.

 

Sizlere keşfetmeniz için Sophokles'in Kral Oidipus adlı kitabını öneriyor, hem de kendi el yazısıyla!

 

Bu kitaptan altını çizdiği cümle ise şu: "Ey gün ışığı, bu seni son görüşüm olsun! Doğurmamalıydı beni doğuran, birleşmemeliydim birleştiğimle, öldürmemeliydim öldürdüğümü..."



Nobel Edebiyat Ödülü'nün ardından...

Geçtiğimiz yıl Bob Dylan'a giderek bir hayli sansasyona sebep olan Nobel Edebiyat Ödülü, Dylan'ın ödülü bir türlü teslim almamasıyla da adeta bir yılan hikayesine dönüşmüştü. Bob Dylan'ın bu ödülü sonuna kadar hak ettiğini düşünenler de oldu, Nobel Edebiyat Ödülü gibi önemli bir ödülün bir "edebiyatçıya" verilmesi gerektiğini düşünenler de.

 



Sinema // Sibernetik ruhlar

William Gibson’ın Neuromancer’ını hatırlatan bir cyberpunk estetiği, siber çağda zihin ve beden ilişkisine ve epistemolojiye dair kafaya üşüşen sorular; kara filmlerden ödünç alınmış gibi duran sıkışık ve kasvetli kent sokaklarında durmak bilmeyen aksiyon, siber casuslar, başkalarının zihinlerini hack’leyen teröristler...



Dünyadan // Köstebekler döneminde bir istihbaratçı-romancı

Gündelik hayatımızı sürdürürken karşılaştığımız insanlar, şahit olduğumuz olaylar bize gayet olağan, sıradan gelir. Halbuki günün birinde bir olay olur ya da bir durum ortaya çıkar ve bir anda olağan sandıklarımızın çok farklı olduğunu ya da algılandığını, meğer ne kadar da tehlikeli kişilerle tanışmış olduğumuzu anlarız birdenbire.



Kararsız, Tutarsız Ve Lanetli̇

Hepimiz etrafında toplanacağımız hikâyeler arıyoruz. Çünkü bir bakıma hikâye, hayatın zihinlerimizdeki anlamlandırılmış yansımasıdır. Dünyadaki varlığımızı konumlandırabilmek ve bir anlama ulaşabilmek için şeylerin mekân ve zamanda nelere bağlı, nelerle birlikte olduğunu bilmeye muhtacız.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.