Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Çizgi roman tarihinin hayati dönemeçlerinden biri 1950’li yılların Amerika’sında gerçekleşti. O yılların ahlakçı ve antikomünist havası, çizgi romanların ne/nasıl anlatacağına ilişkin bir kamuoyu yaratmış, yayıncılar kendilerini bağlayan kurallar ve bir otosansür kurulu oluşturmak zorunda kalmışlardı.

//php print_r ($fields); ?>
Belleğimizin, bir başka deyişle yeryüzü tecrübemizi zihnimizde hikâye etme biçimimizin aslında “kim” olduğumuzla güçlü ilişkisini inkâr edemeyiz. Kuşkusuz hem bilincin kuşattığı alan hem de bilinçdışımızın sisli derinliklerinde saklananlar, dünyanın geri kalanı ile kurduğumuz kendilik ilişkilerinin zihnimize nasıl kazındığı ile şekilleniyor.

//php print_r ($fields); ?>
Öncelikle Britanyalıların, sonra Amerikalıların ve nihayetinde dünyanın her tarafından insanın göçtüğü, ABD’nin kuzeyindeki ikinci yeni dünya, NATO’nun iletişim merkezi (Marshall McLuhan’a da çok şey borçlulardır herhalde), ABD’nin mülayim tersi, bir zamanların Nova Scotia’sı, Alice Munro sayesinde Nobel’lenmiş, ama Margaret Atwood sayesinde de daha popüler okurların haritalarına kazınmış, beni

//php print_r ($fields); ?>

//php print_r ($fields); ?>
Osmanlı mirasıyla yola çıkan Türkiye, kuruluşundan bu yana bir kültür savaşı veriyor. Özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarında devlet eliyle ve Batılı saiklerle icra edilen kültür-sanat, muhafazakar iktidarlar döneminde defalarca sorgulandı.

//php print_r ($fields); ?>
Dan Brown’un Da Vinci Şifresi romanı, malum, dünya üzerindeki neredeyse her dile çevrildi. Zamanında, yüksek bütçeli ve “yüksek” bir yıldızın başrolde olduğu bir Hollywood filmine de dönüşerek çok çok daha geniş kitlelerin ilgisine erişmişti. Bu tahmin edilemez boyuttaki ilgi, bazı girişimcileri harekete geçirmekte gecikmedi tabii.

//php print_r ($fields); ?>
Mark Twain, hiç şüphesiz Amerikan edebiyatının en önemli ve değerini hiç kaybetmeyen yazarlarından birisi. Babasının bir çiftlik sahibi olması ona doğayı ve canlıları yakından gözlemleme fırsatı sunmuş ve kalemini bu hayal gücü ile besleyerek pek çok ölümsüz eser vermesini sağlamıştır.

//php print_r ($fields); ?>
Nazilerin 1933 yılından itibaren toplu kitap yakma eylemlerine hız verdiği, 1945 yılına dek de bu tarihe geçecek utanç verici pratiği sürdürdüğü biliniyor. Naziler tarafından yakılan tüm kitapların bir listesini hazırlamak imkansız olsa da, 4 bin farklı yapıtın kopyalarının yakıldığı tahmin ediliyor.

//php print_r ($fields); ?>

//php print_r ($fields); ?>
Bir şeyin anlaşılır olması için, okunup yazılabilmesi gerekir. Bilginin iletimi için her şeyden önce, tıpkı okullar gibi yapısı önceden oluşturulmuş ortak bir anla(ş)ma zeminine gereksinim var. Düşünce, tıpkı insanlık ailesinin çevresinde buluştuğu büyük bir masaya benzer. Bu seçilmiş alan, binlerce yıllık bir düşünce geleneğine sahip evreni ayakta tutan ilahi bir güce sahiptir.

















