Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Cemal Süreya’nın “Bun” şiirini Marc Chagall’ın resimleri üstüne yazdığı söylenir. Fakat “Gözleri göz değil gözistan” dizesinin Chagall resminden çok Türkan Şoray’ı hatırlatmadığını kim söyleyebilir? Sultan’ı yazmayı düşününce aklıma ilk gelen şey, o dize oldu, sanki onun gözlerine yazılmıştı.

//php print_r ($fields); ?>
Patti Smith’i nasıl bilirsiniz? Punk’ın babaannesi olarak anılan Smith için salt müzisyen demek yanlış olur. Yazar kimliğiyle de hatırı sayılır bir kariyere sahip olan Patti Smith aynı zamanda sıkı bir okur. Öyle ki, o da pek çok kitap düşkünü çocuk gibi rol modellerini gerçek hayattan değil, edebiyat dünyasından seçmiş.

//php print_r ($fields); ?>
Jean-Baptiste Grenouille, 17 Temmuz 1738 günü, bütün krallığın en pis kokan kenti olan Paris’in belki de en kötü kokan yerinde doğar: “Yılın en sıcak günlerinden biriydi.

//php print_r ($fields); ?>
Flavorwire.com sitesi, yazarların garip takıntılarını su yüzüne çıkarıyor. Kimi video oyunlarına düşkünken kimi de step dansı yapmaya bayılıyormuş.
İşte yazarlar ve garip takıntıları:
Martin Amis - Video oyunları

//php print_r ($fields); ?>
Gün geçmiyor ki Türkiye'de yeni bir yaşam tarzı tartışması alevlenmesin. Toplumun içki kavramıyla ilişkisinin -gerek yasaklanan reklamlar, gerekse içki satışı konusunda yapılan düzenlemelerle- bir kez daha gündeme oturduğu bu günlerde dünya edebiyatının en büyük isimlerinden biraya dair 13 alıntı yaptık.
Şerefe!

//php print_r ($fields); ?>
Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

//php print_r ($fields); ?>
Antoine de Saint-Exupéry, 1944 yılında Nazi Almanya’sının belki de sonsuza dek sürecek bir feci kırılma olduğuna dair yoğun kaygılarla ABD'den savaşın Avrupa’sına geri dönüp de Akdeniz'de yittiğinde, Küçük Prens'in nasıl bir fenomene dönüşeceğini hayal edemezdi tabii.

//php print_r ($fields); ?>
Can Yücel’i yazmaya Attila İlhan’la başlamak. Nokta. Aynı yarım cümleyi iki kez daha kurabilir, ikisinde de iki ‘korkulu usta’nın adını anabilirim. Herkesin bildiğini yazıdan niye saklamalı: Biri Edip Cansever, biri Turgut Uyar.

//php print_r ($fields); ?>
Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

//php print_r ($fields); ?>
Evrensel Kitabevinde görürdüm onu. Görürdük. Biz. İkibiz. Ömer Ateş ve ben, bazen de üçbiz, Erkut da olurdu. Evrensel, Ankara’da Kızılay’da Mithatpaşa caddesini döndüğümüz yerdeydi. Biz kitap alırdık, Ankara’da hep öğrenciydim, üniversiteye giderken bazı arkadaşlarım da oradan kitap aldıklarını söylerlerdi, ben onlar kadar çok almamış olurdum. Param yetmezdi o kadarına.
