Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Şahane Bir Kitap Arşivi

Şahane Bir Kitap // En çok okunanlar



Bir zamanlar Anadolu’da…

Josephine Powell’ı tanıyor muyuz, gördük mü, biliyor muyuz? Muhtemelen hayır. Onun Türkiye’deki ilk kadın kooperatifini kurmuş olduğunu, New York’ta başlayan hayatını Anadolu’nun derinliklerinde noktaladığını bilebiliriz belki. Bilmek, anlamaya ve tanımaya yetmez ama.



Gölgeler kaybolsaydı, nasıl görünürdü yeryüzü?

Aslında yaşamı da bir tür alaycı roman, yergi gibi... Stalin döneminde yaşayan Pasternak, Soljenitsin, Ahmatova, Zoşçenko, Babel, Nadejda Mandelstam ve daha birçok yazar ya da şair gibi ne öldürülmüş ne sürülmüş ne de işkence görmüş...

 



İyi terörist mi?

“Yasalar terörü reddetmemeli; böyle bir taahhütte bulunmak kendini kandırmak, aldatmak olur; bu, hiçbir şekilde yan çizmeye veya süslemeye kalkışılmaksızın, belirgin bir biçimde, prensip olarak belirtilmeli ve meşrulaştırılmalı.



Sistemden çıkma planı 1: Evinizi yakınız

Modern zamanlar ne yaptı insanlığa, ya çekirdek aile? Sigorta poliçeleri, kredi kartları, okul taksitleri, kara delik misali yaşamı yutan faturalar, kazanamamakla daha çok kazanıp daha çok harcamak arasında salınıp duran tüketim sarkacı… Sahte bir kayıp cennet misali, çok yakınlarda bir yerlerde duran mutluluk vaadi…

 

 

 



Hayaletleri öldürmek...

Bela ten Belen, bir Taç erkeği, yani yaşayan bir tanrı. Kendine eş olacak bir toprak kızı bulmak için yağmaya çıkıyor diğer beş Taç erkeğiyle birlikte. Ve elinde bir yerine iki kızla birlikte dönüyor Gök Kent’ine: Moth ve Mal. Mal henüz beş yaşında ve Moth on bir. İkisi de Bela’nın evinde ona eş olmak üzere yetiştiriliyorlar, Taç adetlerini öğrenip Toprak adetlerini unutuyorlar.



Marguerite Yourcenar adında bir mucize ve Doğu Öyküleri

Marguerite Yourcenar... An’ın içinde geçmişi, tarih içinde yazgıyı arayan bir izsürücü; latif, zarif ve bir o kadar vahşi; sözdeki müziği arayıp bulan bir dil büyücüsü, edebiyat için bir mucize...



Yaşam bir rüyadır, bizi öldüren uyanmaktır *

Oldum olası Ursula K. Le Guin’in kimi çalışmalarının fantastik, kimilerinin bilimkurgu olarak değerlendirilmesine, romanlarının türlere ayrılmasına karşı çıkarım.



Buyurun düş sofralarına…

Ot, meze, ara sıcak, balık, salata, ekmek, tatlı, likör ve kahve… Çeşitlerden de mesela, radika, şevketibostan, biberiyeli levrek marine, midyeli barbunya pilakisi, ızgarada kalamar dolması, tavada dilbalığı, zeytinli ekmek ve enginar tatlısı ve satsuma likörü ve az şekerli kahve…Bu aslında bir düş sofrası…

 



Işık Doğu’dan, uygarlık Mezopotamya’dan yükselir

Medeniyetin başlangıcında, hiçbir tanrının olmadığı, daha hiçbir kaderin yazılmadığı zamanlardan gelen bir hikayedir bu. Adına Yaratılış Destanı denir. Tanrılar ve ölümlüler, yazarlar ve dinleyiciler gelir bu hikayenin hemen ardından.

 



Şarkının devamı

Epik fantastik dizilerin kaderidir. Dizi kaç kitaptan mürekkep olursa olsun, eleştirmenler, kitap tanıtım yazarları için birinci ve sonuncu cilt önemlidir. Bu ciltler dikkate alınır, yazılır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.